Akdeniz Avrupası İspanya Turu

Oylanmamış 0 İnceleme
0/5
Kullanıcılar %0 oranında memnun

Tarih

Tarihler için arayınız!

Süre

19 gece 20 Gün

Konaklama

3* Otel

Ulaşım

Otobüs

Tur Programı

1.GÜN , YOLA ÇIKIŞ

Sizlere daha sonra bildirilecek saatte İstanbul Sabiha Gökçen havalimanında buluşuyor ve turumuza başlıyoruz. Akşam saatlerinde başlayan yolculuğumuz İpsala Sınır kapısında gerçekleştireceğimiz gümrük ve pasaport işlemlerimiz sonrasında Yunanistan sınırları içerisinde devam edecek. Yolda vereceğimiz ihtiyaç molalarının sonrasında sabah saatlerinde Selanik’e varıyoruz.

2.GÜN , SELANİK

Sabah serbest olarak alacağımız kahvaltının ardından Yunanistan’ın ikinci büyük şehri Selanik’e varıyoruz. Şehri gezmeye Aya Dimitrios Kilisesi ile başlayacağız. Hemen sonrasında Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dünyaya geldiği Atatürk Evini görerek gezimize devam edeceğiz. Ardından otobüsümüz ile gerçekleştireceğimiz panoramik şehir turu esnasında göreceğimiz yerler sırasıyla şunlar olacaktır. Aya Dimitri ve Egnatia Caddeleri, Aristo Thales Üniversitesi kampüsü, Rodondo, Bey Hamamı, Venizelos heykeli, Aristo Thales Bulvarı ve Aristo Thales Meydanı, Kordon, Beyaz Kule, Büyük İskender Anıtı, Döner Kule, Helexpo Fuar alanını görüyoruz. Panoramik tur sonrasında vereceğimiz serbest zamanda meşhur Selanik kordonunda frappelerinizi yudumlayabilirsiniz. Yunan mutfağının birbirinden güzel yemeklerini tadabilirsiniz. Serbest zamanın ardından Selanik’e veda edeceğiz. Yunanistan’ın Adriyatik kıyılarında bulunan İgoumenitsa şehrine varıyoruz. Buradan hareket edecek gemimize otobüsümüzle beraber biniyoruz. Konaklama gemide kamaralarımızda olacaktır. Gemi içerisinde bulunan kafe restoran ve casino da keyifli zamanlar geçirebilirsiniz.

3.GÜN , POMPEI – NAPOLI 

Sabah Bari kenti limanına yanaştıktan sonra gemiden ayrılıyoruz. Serbest olarak alacağımız kahvaltımızın ardından Roma’ya doğru yola çıkıyoruz. Yol üzerinde Napoli kenti bizleri bekliyor olacak. İlk olarak dileyen misafirlerimiz ile Vezüv yanardağının eteklerinde kurulu Pompei antik kentini müze ücretini ödeyerek ziyaret ediyoruz. Tahmini olarak MÖ. 5000 li yıllarda kurulduğu düşünülen şehir yine MÖ. 79 yılında Vezüv yanardağının patlaması ile küller ve lavlar altında kalmıştır. Yaklaşık 1700 yıl boyunca bilinmeyen kent 17. Yüzyılda keşfedilmiş ve yapılan kazılar ile gün yüzüne çıkarılmıştır. Roma kentlerinin atası olan şehir etkileyici mimarisi ile bizleri şaşkına çevirecektir. Rehberimizden antik kent hakkında bilgileri aldıktan sonra Napoli şehir merkezine doğru kısa bir yolculuğumuz oluyor. Eski kent meydanında otobüsümüzden ayrılıyor ve etrafımızdaki yapılar hakkında rehberimizden bilgi alıyoruz. Bunlardan ilki 1737 yılında tamamlanan, İtalya’nın en önemli sahnelerinden olan San Carlo Tiyatrosudur. Bir sonraki göreceğimiz eser ise Galeri Umberto oluyor. Günümüz alışveriş merkezlerinin ilk örneklerinden olan yapı San Carlo Tiyatrosunun tam karşısında yer almaktadır. Meşhur aktris Sophia Loren inde sıkça ziyaret ettiği Cafe Gambrinus’a uğrayıp meşhur İtalyan tatlılarını da ayaküstü tadabilirsiniz. Gezimizin bitimi ile rehberimiz sizlere serbest zaman verecektir. Ardından yola devam ediyor ve Roma şehrine ulaşıyoruz. Günün bitiminde konaklama otelimizde.

4.GÜN , ROMA

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından Roma İmparatorluğunun kalbi, bütünüyle bir açık hava müzesi olan Unesco Dünya Mirası listesinde bulunan Roma kenti bizi bekliyor. Şehir merkezine ulaştığımız an, ilk gezi noktamız başka bir ülke olan Vatikan oluyor. Katolik Hristiyanların dini merkezi olan ülkede göreceğimiz eser tabii ki San Pietro Bazilikası olacaktır. Hristiyanlığın en büyük kilisesi olan yapı 23 bin m2 arazi üzerine kuruludur. Güvenlik kontrolü için gireceğimiz sırada ilerlerken rehberimizden Vatikan hakkında bilgi alıyoruz. Meydanı kucaklayan kolonlar, Papanın halka göründüğü pencere ve meydandaki eserler göreceğimiz yerler arasında olacaktır. Sıramızın gelmesi ile kilisenin içine giriyor ve muhteşem mimarinin etkisi altında kalıyoruz. Daha sonra tekrar otobüsümüze dönüyor ve panoramik Roma şehir turumuza başlıyoruz. Otobüsümüzle yapacağımız bu gezi esnasında ilk olarak Colleseum da duruyoruz. Otobüsümüzden kısa bir süreliğine iniyor ve yapı hakkında dış kısmında kalarak rehberimizden bilgi alıyoruz. M.S. 76 yılında yapımına başlanan eserin içi harap olmuş ancak dış duvarları tüm ihtişamı ile ayaktadır. Gladyatörlerin arenası olan yapı adını girişindeki heykelden almaktadır. Daha sonra otobüsümüzden inmeden Roma döneminden kalma birçok eseri rehberimizin anlatımı ile görme şansına sahip oluyoruz. Panoramik gezimizin bitmesi ile otobüsümüzden iniyor ve yaya olarak eski şehir merkezinde gezimize devam ediyoruz. Şehrin dar sokaklarında ilk göreceğimiz eser aşk çeşmesi (Fontana De Trevi) olacaktır. Aşıkların uğrak ziyaret noktası olmasından ismini almış olsa gerek ama aslında 3 yol çeşmesi anlamına gelmektedir. 3 su kaynağının birleştiği yere inşa edilen çeşme üzerindeki heykelleri ile sizlere mükemmel bir görsel şölen sunacaktır. Ardından yürüyüşümüze devam ediyor ve dış mimarisi ile tapınak, iç mimarisi ile kilise olan Pantheon a varıyoruz. Eski bir Pagan tapınağı olan yapı daha sonra kiliseye çevrilmiştir. Gezimizin son noktası ise İspanyol merdivenleri olacaktır. Adını yakınında bulunan İspanyol konsolosluğuna borçlu olan merdivenler turistlerin gözde mola yerlerindendir. Rehberimiz sizlere bu noktada serbest zaman verecektir. Merdivenlerin keyfini çıkarmayı unutmayın. Ardından akşam saatlerinde otobüsümüzle buluşuyoruz ve ışıklar altında Roma turumuzu yapıyoruz. Gündüz gördüğümüz tüm tarihi eserleri ışıklandırılmış olarak izliyoruz. Günün bitimi ile konaklama otelimizde olacaktır.

5.GÜN , FLORANSA – PISA – MONTECATINI 

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından Toscano’ya doğru yola çıkıyoruz. Şehre varışımızın ardından ilk durağımız Michelangelo meydanı olacaktır. Merkeze hakim bir tepede bulunan meydandan Arno nehri kenarına kurulu bu muhteşem şehri ve tarihi eserleri izledikten sonra tekrar otobüsümüze biniyoruz. Şehir merkezine ulaşmanın tek yolu yaya olduğu için tekrar otobüsümüzden inip kısa bir yürüyüş yapıyoruz. Ardından sihirli şehir tüm görkemi ile bizi karşılıyor. İlk bankacılık sistemini kuran Medici ailesinin finanse etmesi ile Rönesans dönemini yaşayan şehirde Signora meydanı ilk durağımız olacaktır. 94 metre uzunluğundaki çan kulesi ile Vecchio sarayı, Leonarda Da Vinci’nin eserlerinin sergilendiği Uffuzi müzesi binası ve muhteşem heykeller bu meydanda bizi etkisi altına alacak. Davut’tan Medusa’ya ve şehrin simgelerine ait heykelleri tanıdıktan sonra gezimize devam ediyoruz. Medici ailesinin çalışma saraylarından oturdukları saraya gitmeleri için binaların üstünden inşa edilmiş yolu ve üzerinden geçtiği Ponte Vecchio köprüsü bir sonraki gezi noktamız oluyor. Ardından yürüyüşümüze devam ediyor ve adeta açık hava müzesi olan kentte gördüğümüz yapılar hakkında bilgi alıp kubbesi ile ünlü olan Floransa Katedraline ulaşıyoruz. Duomo olarak da adlandırılan eserin yapımına 1296 yılında başlanmıştır. Vaftizhane kapısının altın kaplı ve Hristiyanlık tarihini tasvir eden kabartmalarını da görüp rehberimizden bilgi alıyoruz. Ardından kent merkezinde serbest zamanımız oluyor. Daha sonra yola devam ediyor ve tüm dünyanın en uğrak turistik noktalarından biri olan Pisa kasabasına ulaşıyoruz. Bu küçük kasabada göreceğimiz yapı Pisa kulesi ve Katedrali olacaktır. Mucizeler meydanında bulunan kule, Pisa katedralinin çan kulesidir. Birbirinin üzerine bindirilmiş 8 silindirden oluşan kule yumuşak zemin sebebi ile yıllar içerisinde bir tarafa doğru eğilmiştir. Ancak yakın zamanda bu eğim yıkıma yola açabileceği için İtalyan mimar ve mühendisler tarafından zemin güçlendirmiş ve yapının daha fazla eğilmesine izin verilmemiştir. Pisa şehri 11 yüzyılda büyük bir liman kenti ve ticaret merkezi idi. Pisa’lı tacirlerin şanlarına yakışır bir eser ortaya çıkarmak için inşa ettikleri Katedral ve kulenin yapımına 1173 yılında başlanmıştır. Bu harika meydanda ünlü pozları verip resimlerimiz alıyoruz. Ardından vereceğimiz serbest zamanda tüm İtalya’nın en ucuz hediyelik eşya satan çarşısında alışveriş yapabilirsiniz. Akşam saatlerinde otobüsümüzle buluşuyor ve 45 dk mesafede olan Montecatini’ye doğru yola çıkıyoruz. Bu güzel kaplıca kasabasının gece cıvıl cıvıl olan ana caddesinde sizleri bir süre serbest bırakıyoruz. Günün bitiminde Fransa’nın güney sahillerine Cot de Azur’a doğru gece yolculuğumuz başlıyor.

6.GÜN , MONACO – NICE

Sabah saatlerinde serbest olarak alacağımız kahvaltımızın ardından Vatikan’dan sonra dünyanın 2. En küçük ülkesi olan Monaco casino ları, lüks ve zengin yaşamı ile bizleri karşılıyor. Monte Carlo semtindeki kumarhaneler meydanında sizleri serbest bırakıyoruz. Daha sonra muhteşem sahil yolu manzaraları eşliğinde Nice’e doğru yola devam ediyoruz. Yol üzerinde sizlere bir fotoğraf molası veriyoruz ve Güney sahillerinin en turistik ve en popüler şehri Nice’e varıyoruz. İlk olarak eski limanı otobüsümüzden panoramik olarak görüyoruz. Daha sonra sahil boyu palmiye ağaçları ve meşhur mavi bankları ile ünlü Promenade Des Anglais caddesinden (İngiliz caddesi) ilerliyor ve şehir merkezine ulaşıyoruz. Cadde 1820 yılında bölgede yaşayan İngiliz zenginler tarafından yaptırılmıştır. Kötü giden hasadın ardından yoksul düşen yöre halkına, bir geçim kaynağı olması için İngilizlerin ödeneği ile yapılan cadde 7 km uzunluğundadır. Kent meydanında otobüsümüzle atacağımız bir tur ile meydan etrafında bulunan tarihi yapıları da görme imkanına sahip oluyoruz. Ardından otobüsümüzden iniyoruz. Eski şehir ve kent pazarı göreceğimiz son yerler arasında olacaktır. Gezimizin bitmesi ile rehberimiz sizlere serbest zaman veriyor. Dileyen misafirlerimiz sahile inip Nice plajlarında denize girebilirler. Günün bitimi ile otobüsümüzle buluşuyor ve otelimize ulaşıyoruz.

7.GÜN , SAINT PAUL DE VENCE – CANNES – MARSİLYA  

Sabah kahvaltımızın ardından mavi sahillerde 2. Günümüz başlıyor. Sahilden uzaklaşıp iç kesimlere doğru kısa bir yolculuk yapıyoruz. 14. Yüzyılda kurulmuş Saint Paul De Vence’ye ulaşıyoruz. Küçük bir tepeye kurulu kale duvarları içerisinde kalan bu minyatür şehir sanat galerileri, orta çağdan kalma evleri ve Arnavut kaldırımları ile ünlüdür. Picasso, Miro, Braque gibi ressamlara ilham kaynağı olan kasabada yürüyerek küçük bir tur yapıyoruz ve sizlere kısa bir serbest zaman veriyoruz. Tekrar otobüsümüzle buluşup ev sahipliği yaptığı film festivali ile aynı isme sahip Cannes kentine doğru kısa bir yolculuk yapıyoruz. Kente varışımızın ardından sahilde otobüsümüzden iniyor ve kongre merkezinin önünde resimlerimizi alıyoruz. Ardından rehberimizin sizlere vereceği serbest zamanda sahil gezinti yolu üzerinde bulunan ünlülerin el izlerini görebilir veya bir arka paralel sokak olan alışveriş caddesinde gezebilirsiniz. Sahildeki lüks otelleri, ihtişamlı yaşamı ile Cannes şehrine veda ettikten sonra yeni durağımız Marsilya’ya olacaktır. Şehre varışımızın ardından ilk gezi noktamız Notre Dam De La Garde Katedrali oluyor. Şehrin en zirve noktasına kurulu yapı ismini bu tepeden almaktadır. Neo Bizans mimarisi ile yapılan eser 1864 yılında tamamlanmıştır. Katedrali gezerken şehre hakim bu tepeden harika manzaraya tanıklık ediyoruz. Daha sonra otobüsümüzle şehir merkezine ulaşıyoruz. Sahil yolundan ilerlerken kitaplara ve filmlere konu olan ünlü Fransız hapishanesi Chateu D’if i görüyoruz. Eski limanda otobüsümüzden iniyor ve sizlere serbest zaman veriyoruz. Dileyen misafirlerimiz sahilin keyfini yaşarken dileyen misafirlerimiz ise bir arka paralel sokak olan alışveriş caddesinde zaman geçirebilirler. Günün bitiminde ertesi sabah Kuzey İspanya Bask bölgesinde uyanmak üzere otobüsümüzdeki yerlerimizi alıyor ve gece yolculuğumuza başlıyoruz.

8.GÜN , SAİNT SEBASTIAN – BİLBAO

Sabah serbest olarak alacağımız kahvaltımızın ardından Kuzey İspanya Bask bölgesinin en turistik şehir San Sebastian’a varıyoruz. Şehir göz kamaştıran sahilleri, mimarisi ve tarihi yapıları ile bizi keşfe davet edecek. Gurme lezzetler konusunda da çok başarılı olan şehirde çok sayıda Michelin yıldızlı restoran bulunmaktadır. Urumea nehri kıyısına kurulu kentte gezimizi yürüyerek yapacağız. İlk göreceğimiz eser iyi çoban anlamına gelen Buen Pastor Katedrali olacaktır. Neo Gotik mimari ile inşa edilmiş olan eser 1897 yılında yapılmıştır. Daha sonra nehirden karşıya geçmek için tarihi köprü Maria Cristina’yı kullanacağız. İki başında bulunan heykelleri ile muhteşem görsele sahip olan köprü hakkında rehberimizden bilgi alıyoruz. Gezimizin bitmesi ile eski şehir merkezinde serbest zamanımız oluyor. Dileyen misafirlerimiz kent kıyısındaki meşhur plajlarda gezinti yapabilir veya geleneksel lezzetlerin tadına bakabilirler. Serbest zamanımızın bitmesi ile tekrar otobüsümüzle buluşuyor ve Kuzey İspanya’nın en büyük şehri Bilbao’ya doğru yola çıkıyoruz. Şehre varışımız ile ilk olarak Santiago Katedralini görüyoruz. 14. Yüzyılda inşa edilen yapı 19. Yüzyılda eklenen kulesi ve ön yüzü ile Gotik mimariye sahip olmuştur. Daha sonra mimar Santiago Calatvara tarafında 1997 yapımı bitirilen Zubizuru köprüsü yeni durak noktamız olacaktır. Köprü yakın zamanda yapılmış olmasına rağmen Unesco Dünya Mirası listesindedir. Zemini tamamen cam ile örülü ve yerden 10 metre yüksekliktedir. Sadece yayalar için yapılan köprüde fotoğraflarımızı aldıktan sonra gezimize devam ediyoruz. Yeni gezi noktamız Mimar Frank Gehry nin balık ve deniz temalı ve üzeri tamamen titanyum ile kaplı Guggenheim müzesi olacaktır. Dışarıdan göreceğimiz müze 90 lı yılların en ünlü binası olarak kıyıda bulunan gemilerden esinlenerek inşa edilmiştir. Hemen yanında bulunan Bilbao Güzel Sanatlar müzesi hakkında da dışarıdan bilgi aldıktan sonra nehir kenarında bulunan renkli binaları ile Casco Viajo yeni görsel durağımız olacaktır. Son olarak ilgi çekici vitrayları ile istasyon binası, Abando mahallesi ve Mayua meydanını da gördükten sonra turumuzu bitiriyoruz. Rehberimiz sizlere serbest zaman veriyor ve ardından otobüsümüzle buluşuyoruz. Günün bitiminde konaklama Madrid’e yakın otelimizde oluyor. 

9.GÜN , MADRİD

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından İspanya’nın başkenti Madrid’e kısa bir yolculuktan sonra ulaşıyoruz. Hükümet ve Kraliyet ailesinin ikametgahı olan şehir ülkenin aynı zamanda kültür ve sanat merkezlerini barındırmaktadır. Şehir merkezine ulaşıp otobüsümüzden ayrılmadan önce panoramik turumuzu yapıyoruz. Paseo De Castellana caddesi ilk gezi bölgemiz oluyor. Burada bulunan Bakanlıklar ve Real Madrid takımı tarafından yaptırılan eğik gökdelenler hakkında rehberimizden bilgi alıyoruz. Daha sonra Santiago De Barnebau stadı önünde otobüsümüzden iniyor ve kısa bir mola veriyoruz. Dileyen misafirlerimiz küçük bir ücret ile stadın kafesine girip içeriyi fotoğraflayabilirler. Ardından otobüsümüze tekrar biniyor ve Las Ventas Boğa güreşi arenasına gidiyoruz. 1931 yılında tamamlanan eser dünyanın en büyük boğa güreşi arenasıdır. Önünde bulunan meydanda rehberimizden bilgi aldıktan sonra yeni gezi noktamız ise Atocha tren istasyonu olacaktır. Ana tren garı Madrid’deki iki metro hattının bağlantı noktasıdır aynı zamanda. Otobüsümüzle panoramik olarak devam edeceğimiz gezimizde son olarak 9300 e yakın eseri içinde barındıran Prado müzesini görüyoruz. Dileyen misafirlerimiz serbest zamanlarında giriş ücretini ödeyerek müzeyi keşfedebilirler. Panoramik gezimizin bitmesinin ardından yürüyüş turumuz başlıyor. İlk keşif noktamız Kraliyet Sarayı olacaktır. Hükümet kabullerinin yapıldığı sarayda şuan Kraliyet ailesi yaşamamaktadır. Fotoğraflarımızı aldıktan sonra kısa bir yürüyüş ile tarihi şehir pazarına ulaşıyoruz. İçinde bulunan marketleri tapas barları ile her zaman cazibe noktası olan pazarın içinde kısa bir yürüyüş yapıyoruz. Ardından yola devam ediyor ve Plaza Mayor’a ulaşıyoruz. Madrid’in en turistik meydanı aslında ilk yapıldığında şehir surlarının dışında idi. Kullanım amacı ise boğa güreşi, pazarlar, turnuvalar ve infazlara ev sahipliği yapması içindi. Ancak günümüzde şehrin tam kalbinde olan meydan kafeleri restoranları ve sokak gösterileri ile sürekli kalabalıktır. Gezimizin final noktası ise Puerda Del Sol, yani Sol meydanı olacaktır. Meydanı avucumuz gibi düşünürsek, kendisine bağlanan alışveriş caddelerini de parmaklarımız gibi düşünebiliriz. Yukarıdan bakıldığında bir eli anımsatan meydan ve caddelerinde sizleri serbest bırakıyoruz. Günün bitiminde Madrid’den ayrılıyoruz. Konaklama Cordoba ile Madrid arasında bir noktada olacaktır.

10.GÜN , CORDOBA – SEVİLLA

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından Endülüs topraklarına giriş yapıyoruz. İlk gezi noktamız Cordoba şehri olacaktır. Romalılar tarafından kurulan kent 8. Yüzyılda Müslümanların hakimiyeti altına girmiştir. Günümüzde başta Cordoba Camisi olmak üzere Müslüman kültürünü yansıtan birçok eser ilk karşılaşmak mümkündür. Eski şehir merkezine yakın bir noktada otobüsümüzden iniyor ve turumuzu yürüyerek yapıyoruz. Şehrin girişinde Guadalquivir nehri üzerine yapılı Roma köprüsü bizi karşılıyor. 1. Yüzyılda inşa edilmiş kemerli köprü 247 metre uzunluğa ve 9 metre genişliğe sahiptir. Ardından dileyen misafirlerimiz ile giriş ücretini ödeyerek, köprünün eski şehir kıyısına yapılmış Kurtuba camisini görüyoruz. 786 yılında Endülüs Emevileri tarafından inşa edilen eser döneminin en büyük camisiydi diyebiliriz. Beyaz ve kırmızı mermerler ile Mağrip mimarisi ile inşa edilmiştir. 1293 sütunlu eser Hristiyanların tekrar bölgede hakimiyet elde etmesi ile Katedrale dönüştürülmüştür. Cami gezimizin ardından Arnavut taşlı yolları, renkli ve çiçekli evleri ile eski şehir merkezini keşfetmeye devam ediyoruz. Gezimiz esnasında Yahudi mahallesinde bulunan Sinagog, eski şehir caddesi ve daha birçok tarihi yapıyı görüyoruz. Gezimizin bitmesi ile bu mükemmel eski şehir merkezinde sizleri serbest bırakıyoruz. Daha sonra otobüsümüzle buluşuyor ve yeni keşif noktamız olan Sevilla şehrine doğru yola çıkıyoruz. Sevilla’da aynı şekilde Guadalquivir nehri üzerine kuruludur. Ancak bu şehri Cordoba’dan ayıran belirgin özelliği denize kıyısı olmadığı halde bir liman kenti olmasıdır. Yine Endülüs hakimiyeti döneminde kente yansıyan Arap Emevi kültürünün izlerini görmek mümkün olacaktır. ilk gezi noktamız Plaza De Espana olacaktır. Meydan yakın tarihte 1928’te Kral 8. Alfonzo tarafından açılmıştır. Maria Luisa parkı içerisinde yer alan meydanın yapım amacı tüm Endülüs bölgesinin tarihi ve kültürünü yansıtmasıdır. Meydanın etrafını dolduran Rönesans ve Moro mimarisi ile yapılan binalarda günümüzde devlet kurumları yer almaktadır. Ardından kent merkezine ulaşıyor ve Sevilla katedralini görüyoruz. 1507 de inşa edilen eser o tarih itibarı ile dünyanın en büyük katedrali olma özelliğini Ayasofya’nın elinden almıştır. Günümüzde ise dünyanın 3. Büyük gotik katedralidir. Bir başka özelliği ise Kristof Kolomb’un mezarına da ev sahipliği yapmasıdır. Ardından içinde Alcazar sarayı ve Murillo bahçelerini de barındıran Santa Cruz mahallesini keşfediyoruz. Gezimizin bitmesi ile sizlere serbest zaman veriyoruz. Dilerseniz nehrin karşı yakasına 2. Isabel köprüsünden geçip renkli binaları ile Triana mahallesini keşfedebilirsiniz. Günün bitmesi ile konaklama için otelimize hareket ediyoruz.

11.GÜN , GRANADA

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından Endülüs bölgesinin son şehri Granada bizi bekliyor. Öğle saatlerinde varışımızın ardından, dileyen misafirlerimiz ile giriş ücretini ödeyerek ilk göreceğimiz eser Al Hambra sarayı olacaktır. Arap hanedanlığından önce küçük bir şato olan yapı Kral Muhammed’in buraya taşınması ile saraya dönüştürülmüştür. Daha sonraki yıllarda tahta geçen diğer krallar tarafından genişletilmiş ve yeni yapılar eklenmiştir. Gittikçe büyüyen saray sonraları küçük bir yaşam alanına dönüşmüştür. Bahçesindeki muhteşem botaniği, onlarca odası ve mozaik süslemelerini görerek saray gezimizi tamamlıyoruz. Ardından şehir merkezine ulaşıyor ve otobüsümüzden iniyoruz. Yürüyerek yapacağımız gezimizde Granada Katedrali göreceğimiz eserlerden biri olacaktır. Dış duvarlarındaki süslemeler ile dikkatimizi çeken yapıya ayrıca yapıldığı yüzyılda eğitim alan ve üniversite mezunu olan kişilerin isimleri kazınmaktaydı. Rönesans mimarisinin izlerini taşıyan katedrali gezdikten sonra kent merkezinde sizleri serbest bırakıyoruz. Dileyen misafirlerimiz ile minibüs ücretlerini ödemeniz karşılığında bir sonraki keşif noktamız ise Sacremento mahallesi olacaktır. (bir tepe üstüne kurulu bu mahalleye maalesef otobüsümüz ile ulaşma şansımız yoktur.) Sarayın tam karşı tepesine kurulu bu küçük mahallede çingeneler yaşamaktadır. 18 yüzyılda başlayan yerleşim ilk olarak mağaralarda gerçekleşmiştir. Günümüzde ise renkli ve süslü evleri, Flamenco barları ve gece hayatı ile büyüyen mahalle sizleri etkisi altına alacaktır. Günün bitmesi ile otobüsümüzle buluşuyor ve Barcelona’ya doğru gece yolculuğumuza başlıyoruz.

12.GÜN , BARCELONA

Sabah serbest olarak alacağımız kahvaltının ardından Katalonya özerk bölgesinin başkenti Barcelona’yı keşfetmeye başlıyoruz. 1900 yıllarda Mimar Gaudi’nin hakimiyetinde şekillenen şehir ızgara şeklindeki caddeleri ve modern kent yapıları ile günümüzde bir cazibe merkezi olmuştur. İlk olarak Montjuic tepesine çıkıyoruz. Barcelona olimpiyatları için yeniden tasarlanan tepede bir çok yapı dikkatimizi çekecektir. Panoramik olarak göreceğimiz eserler arasında Plaza De Espana ilki olacaktır. Tepenin girişinde bulunan bu meydanda günümüzde alışveriş merkezi ancak öncesinde bir boğa güreşi arenası olan Arenas De Barcelona’yı görüyoruz. Yapının dış duvarı korunmuş ancak içi yeniden inşa edilmiştir. Ardından tepeye doğru giderken ikinci göreceğimiz eser Montjuic çeşmesi olacaktır. Tepe üzerinde yol alırken panoramik olarak Küçük İspanya müzesini, olimpiyat stadını görüyoruz. Ardından şehre hakim bir terasta kısa bir mola veriyoruz. Fotoğraflarımızı aldıktan sonra şehir merkezine geri dönüyoruz ve bitmeyen kilise Sagrada Familia’nın önünde otobüsümüzden iniyoruz. Mimar Gaudi’nin eseri olan yapı ölümünün 100. Yılında tamamlanmayı beklemektedir. Sadece yardım ve bağışlarla devam eden inşaat 2026 yılında bitecektir. Etrafında bir tur atıyor ve tüm cepheleri hakkında rehberimizden bilgi alıyoruz. Bir tramvayın çarpması yüzünden hayatına kaybeden mimar Gaudi’nin kente modern mimari ile bir çok eser katmıştır. Bunlardan diğer ikisi olan ve geometriye meydan okuyan Casa Mila ve Casa Battlo dur. Zamanının çok ilerisinde olan Bu iki modern binayı panoramik olarak gördükten sonra Katalan meydanında otobüsümüzden iniyoruz. La Rambla caddesinde yapacağımız yürüyüş turunda eski şehir merkezini tanıyor ve ünlü yapıları görüyoruz. Kent pazarı ve Bari Gotic mahallesi bunlardan bazıları olacaktır. Gezimizin bitmesi ile limana ulaşıyor ve sizleri serbest bırakıyoruz. Günün bitimi ile konaklama otelimizde.

13.GÜN , PARC GUELL – GIRONA – FIGUERAS

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından Mimar Gaudi’nin başka bir eseri olan Parc Güell i gezmeye gidiyoruz. Şehrin denizden uzak bir tepe yamacına (Carmel tepesi) kurulu bu küçük park mimarın yaşadığı günlerde yazlık bir site olarak yapımına başlanmış ancak mimarın dehası sonucu bugünkü haline dönüşüp kalmıştır. Dolambaçlı yolları, renkli merdivenleri ve asimetrik yapısı ile bu etkileyici parkı keşfettikten sonra Barcelona’dan ayrılıyor ve yakınlarda bulunan iki kenti gezmeye gidiyoruz. İlk durağımız ünlü ressam Salvador Dali’nin doğduğu şehir Figueras oluyor. Kentin belediye başkanının açacağı müze için kendisinden birkaç eser istemesinin ardından ben size bir müze yapayım demesi her şey başlamıştır. Belediye binası ressamın kendi tasarımı ile bir müzeye dönüşmüştür. Sürrealist ressamın eserlerinin çoğu bu müzede sergilenmektedir. Ancak enteresan olan müzenin tasarımıdır. Sanatçı dehasını burada da bizlere yansıtmaktadır. Giriş ücretlerini ödeyip Müze rehberimiz eşliğinde yapacağımız gezi esnasında hem eserler hem de müze tasarımı bizleri hayrete düşürecektir. Daha sonra bir diğer gezi noktamız Girona’ya geçiyoruz. Katalonya’nın kuzey şehri olan Girona, Arnavut kaldırımlı sokakları, galeri ve müzeleri, Gotik mimarisi ile sizleri cezbedecektir. Kent merkezinde otobüsümüzden inip yürüyerek kısa bir şehir turu yapıyoruz. Eski şehirde sizlere vereceğimiz serbest zamanda mutfağı ile de ünlü bu kenti keşfedebilirsiniz. Günün bitiminde Barcelona’ya dönüyoruz. Şehirde serbest zamandan sonra Konaklama otelimizde.

14.GÜN , AVIGNON – PROVENCE

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından İspanya’dan ayrılıyoruz. Güney Fransa topraklarına tekrar ulaşmamızın sonrasında bu sefer iç kesimlerde bulunan iki güzel kent bizi bekliyor. Metropol ve turizm kenti olmaktan uzak bu şehirler bizlere gerçek Fransız yaşamı betimleyeceklerdir. Öğle saatlerinde ilk gezi noktamız Avignon kentine varıyoruz. Rhone nehri kenarına kurulu şehir ilk anda surları ile bizi etkisi altına alacaktır. Otobüsten inip yürüyerek yapacağımız turumuzda şehir duvarlarının içini tanıma şansı bulacağız. İlk göreceğimiz eser Papalık sarayı olacaktır. Fransız Kralı 4. Filip’in Vatikan ile yaşadığı olumsuzluklar sonrasında Papalığa Fransız yanlısı 5. Clemens’in seçilmesi ile bu saray inşa edilmiş ve Papalık buraya taşınmıştır. Ancak 50 sene kadar süren bu durum tekrar 1371 yılında sona ermiştir. 15 bin metrekare üzerine inşa edilmiş yapı dünyanın en büyük Gotik sarayıdır. Bir sonraki gezi noktamız ise Avignon Katedrali olacaktır. 1150 yılında Romanesk mimari ile yapılan eser günümüze gelene kadar birçok tadilata uğramış ve orijinalliğini tamamen olmasa da kaybetmiştir. Şehrin sokaklarında yapacağımız bu gezilerin ardından sizlere serbest zaman veriyoruz. Daha sonra otobüsümüzle buluşuyor ve Lavantaları ile ünlü Provence kentine geçiyoruz. Otobüsümüzden inip yürüyerek yapacağımız şehir turunda sadece lavanta değil aynı zamanda şarapları ile de ünlü olan bu şehirde keyif dolu dakikalar geçiriyoruz. Eski kent merkezinin girişinde bulunan semt pazarı, dar sokaklarındaki rengarenk evleri ile gerçek bir Fransız şehrinde bulunuyoruz. Rehberimiz ile yapacağımız kısa gezinin ardından sizleri serbest bırakıyoruz. Semt pazarından lavanta ile üretilmiş ürünlerden satın alabilir, şehrin dar sokaklarından dolaşıp kafelerin, restoranların tadını çıkarabilirsiniz. Günün bitiminde otobüsümüzle buluşuyoruz. İtalya’ya doğru gece yolculuğumuz başlıyor.

15.GÜN , GARDA – VERONA veya GARDALAND

Sabah Garda’ya varmak üzere iken serbest kahvaltımızı yapıyoruz. Daha sonra sizler için ilk defa acentamız tarafından hayata geçirilen seçenekli gün uygulamamıza başlıyoruz. Dileyen misafirlerimizi Gardaland eğlence parkında indiriyoruz ve kalan misafirlerimiz ile Garda, Verona turumuzu yapıyoruz. Giriş ücretini ödeyerek Avrupa’nın sayılı eğlence parklarından biri olan Gardaland’ın içerisinde çılgın oyuncaklar, muhteşem Roller Coaster lar ile harika bir gün yaşayabilirsiniz. Bunu tercih etmeyip bizimle kalan misafirlerimiz ile Sirmione kasaba merkezine doğru yola çıkıyoruz. Garda gölü kenarına kurulu tarihi kasabada keyifli dakikalar bizi bekliyor. Savunma amaçlı 13. Yüzyılda yapılmış Scaligero kalesinin içinde eski kent sokaklarında geziyoruz. Rehberimizden kasaba hakkında bilgi aldıktan sonra serbest zamanımız oluyor. Daha sonra otobüsümüzle buluşuyor Rome ve Juliet’in şehri Verona’ya doğru yola çıkıyoruz. Varışımızın ardından otobüsümüzden ayrılıyor ve yaya olarak gezimize başlıyoruz. Kent meydanına varınca bizi Arena Di Verona karşılıyor. Günümüzde konserler ve opera gösterileri için aktif kullanılan bu yapı 30 bin kişi kapasiteye sahiptir. Ardından yürüyüşümüze devam ediyor ve dar sokaklardan kitaplara ve filmlere konu olan Juliet’in evine varıyoruz. Evin bahçesinde yapacağımız küçük bir gezinti sonrasında eski kent meydanı ve pazarında sizlere serbest zaman veriyoruz. Eğlence parkında olan misafirlerimizi almış olan otobüsümüzle buluşuyor ve Venedik’e doğru yola devam ediyoruz. Günün bitiminde konaklama Venedik adasının kıyı tarafındaki otelimizde.

16.GÜN , VENEDİK – TRIESTE

Sabah otelde alacağımız kahvaltının ardından otobüsümüzle Venedik adasına doğru yola çıkıyoruz. Varışımızın ardından otobüsümüz otoparkta kalıyor ve araç trafiğinin olmadığı şehirde yürüyerek kent merkezine ulaşıyoruz. 400’e yakın köprüsü, 117 adası ile Sular şehri veya Kanallar şehri veya Maskelerin şehri Venedik bizi bekliyor. Şehir fazla derin olmayan deniz tabanına yerleştirilen binlerce kazığın üstüne inşa edilmiştir. Öyle ki bazı zamanlar sular altında kalmaktadır. Bu ve benzeri sorunlardan dolayı Venedik’lilerin büyük kısmı artık kıyıda yaşamaktadırlar. Burada bulunan binalarda genelde çalışan işçiler ikamet etmektedir. Kısa bir yürüyüş ile San Marco meydanına ulaşıyoruz. Burada bizleri karşılayacak ilk eser Dükler sarayı olacaktır. Gotik tarzda yapılan eser turistlerin en çok ilgisini çeken noktadır. Meydanda bulunan San Marco Bazilikası ise göreceğimiz bir diğer eser olacaktır. Meydan hakkında bilgileri rehberimizden aldıktan sonra dar sokakları, kanalları ve köprülerinde gezinti yapmak üzere rehberimizi takip ediyoruz. Eğer şanslı gününüzde iseniz limanda bir Kruvazör gemisi yoktur ve Venedik çok kalabalık değildir. Diğer durumda bu dar sokaklarda gezerken kaybolmanız olası bir durumdur. Ancak endişe etmeyin; rehberimiz size meydanı bulmanız için bazı ipuçları verecektir. Kısa bir yürüyüşün ardından Venedik’in en büyük köprüsü Rialto’ya varıyoruz. Grande Kanal yani Büyük Kanalın iki yakasını birbirine bağlayan köprü üzerindeki dükkanları ile sizleri cezbedecektir. 1588 yılında yapılan köprü o tarihte karşıya geçmenin tek yolu idi. Gezimizin bitmesi ile sizlere serbest zaman veriyoruz. Ardından otoparka geri dönüyor ve otobüsümüzle buluşup yola çıkıyoruz. Akşam saatlerinde İtalya’nın en doğu kenti Trieste’ye varıyoruz. Otobüsümüzden ayrılıp şehir merkezinde rehberimiz eşliğinde kısa bir gezinti yapıyoruz. İlk göreceğimiz eser U şeklinde inşa edilmiş Piazza Unita binası olacaktır. Ortasında bulunan meydandan gece ışıklar altında binayı izleyebilirsiniz. Binanın hemen yanında bulunan Borgo Terasiano mahallesi kentin eski yerleşimidir. Burada yaya olarak yapacağınız gezide içeriye doğru giren kanallarda dizili tekneleri renkli binaları ile mahalle sizi karşılayacaktır. Gezimizin bitmesinin ardından rehberimiz sizlere serbest zaman verecektir. Günün bitimi ile otobüsümüzle buluşuyor ve Adriyatik kıyılarında gece yolculuğuna başlıyoruz.

17.GÜN , DUBROVNİK – KOTOR

Sabah güne Balkanlarda uyanıyoruz. Serbest olarak alacağımız kahvaltımızın ardından Hırvatistan sınır geçiş işlemlerimizi tamamlıyor ve Dubrovnik’e varıyoruz. Yürüyerek gerçekleştireceğimiz eski şehir turu sırasında Muhteşem Surlar içerisindeki sokaklarda gezerek birbirinden etkileyici fotoğraflar çekme şansı bulacaksınız. Gezimiz sırasında Unesco tarafından dünya mirasları listesine alınmış olan Şehir Meydanı, birbiriyle yarışan kuleleri, Rector Sarayı, Francis Manastırı, Onorfio Çeşmesi, Gümrük Binası, Orlando heykeli ve şehir kapılarını göreceğiz. Ayrıca Game of Thrones dizi seti olarak kullanılan mekanlarda da gezeceğiz. Dubrovnik’te vereceğimiz serbest zaman sonrasında tekrar yola çıkıyoruz. Yönümüzü Kotor’a doğru çeviriyoruz. Eski şehir turunda, St. Trifon Katedrali, Oruzja Meydanı, Saat Kulesi, St Nikola ve St. Luke kiliselerini görme imkânımız olacak. Ayrıca St. Mary kilisesi kapısındaki kabarmaları inceleme şansımız da olacak. Serbest zamanımız ardından rehberimizin belirttiği saatte toplanıyoruz. Günün bitiminde Karadağ’daki otelimize yerleşiyoruz.

18.GÜN , BUDVA – PRIZREN   

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından yola çıkıyoruz. Budva’ya varmadan hemen önce küçük St. Stefan adasını görüyoruz. Eskiden bir balıkçı köyü olan ada günümüzde Singapurlu bir şirkete kiralanarak çok özel bir otel olarak kullanılmaktadır. Kısa molamızın ardından Budva’ya varıyoruz. Dört tarafı surlarla çevrili olan Eski şehir merkezinde yürüyüş turumuzu yapıyoruz. Taş binalar ve dar sokaklar arasında adeta orta çağdan kalma bir labirentin içerisindeki masal kahramanı gibi hissedeceksiniz. Budva’da vereceğimiz serbest zamanda dileyen misafirlerimiz kalenin arkasında bulunan plajda denize girebilirler. Ardından bir sonraki durak noktamız olan Prizren Şehrine doğru yola çıkıyoruz. Osmanlı döneminden izler taşıyan bu şirin şehrin sokaklarında Sinan Paşa Camii göreceğimiz yapılardan ilki olacaktır. Daha sonra restorasyonu yeni tamamlanan Gazi Mehmet Paşa Hamamı, Şadırvan, Taşköprü ve Namazgah şehir turu sırasında göreceğimiz yerler arasında. Günün bitiminde otelimize yerleşerek konaklıyoruz.

19.GÜN , ÜSKÜP – OHRİD

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından yola çıkıyor, harika doğa manzaralarının içinden Üsküp’e ulaşıyor ve şehir gezimize başlıyoruz. Turumuza Mustafa Paşa Camii, Sultan Murat Camii ve Gazi İsa Bey Camii ilk göreceğimiz yapılar arasındadır. Sonrasında otobüsümüz ile Kale’ye çıkarak buradan yine yürüyerek bir şehir turu gerçekleştireceğiz. Turumuz sırasında Osmanlı döneminden kalma eski şehir, Çarşı, Kapan han, Sulu Han ve Kurşunlu Han, Davutpaşa Hamamı, Taş Köprü, İskender anıtı, Rahibe Teressa evi göreceğimiz yerler arasında. Üsküp gezimiz sonrasında eski çarşıda serbest zaman veriyoruz. Dileyen misafirlerimiz alışveriş yaparken dileyen misafirlerimiz ise Üsküp’ün meşhur köftesini ve güveçte kuru fasulyesini tadabilirler. Ardından turumuzun rotasını Ohrid’ e çeviriyoruz. Yine harika manzaralar ve dağ yollarının arasından yolculuk ile varacağımız Ohrid’de şehir turumuza başlıyoruz. Şehir yemyeşil ormanları, bol oksijenli havası, adeta içilecek kadar temiz ve berrak sulara sahiptir. Ohrid gölü manzarası ile de akıllara kazınmaktadır. Ohrid sokaklarını gezerken kendinizi adeta Osmanlı döneminden günümüze kadar bozulmadan gelmiş bir şehirde gibi hissedeceksiniz. Arnavut kaldırım sokaklarında birbirine komşu geleneksel Türk mimarisi ile inşa edilmiş konakların çoğu günümüze kadar bozulmadan gelmiştir. Aynı zamanda Bizans döneminden günümüze kadar kullanılarak gelen kiliseler ile birlikte müthiş bir kompozisyon oluşturmaktadır. Yürüyerek gerçekleştireceğimiz şehir turu sırasında St. Panteleymon kilisesi, Aya Sofya Kilisesi, Roma döneminden kalan Antik Tiyatro, Car Samuel Kalesi, St. Bogorodica Perivlerta, Keşanlı İmareti, Ohri Halveti Tekkesi, Kuloğlu ve Emin Mahmut Camileri, Çınar Meydanı, Kiril ve Methodi kardeşler anıtı göreceğimiz yerler arasında. Aynı zamanda Ohrid gölünden çıkarılan ve sadece buraya özgü olan inci işçiliğini görebileceğiniz mağazalar da Ohrid çarşısında sizleri bekliyor olacak. Serbest zaman sonrası otobüsümüzle buluşuyoruz. Günün bitimi ile gece yolculuğumuz başlıyoruz. İstikametimiz Yunanistan

20.GÜN , KAVALA – İSKEÇE

Sabah saatlerinde Kavala’ya varışımızın ardından serbest kahvaltımızı alıyor ve şehir turumuza başlıyoruz. Kavala 1387 – 1912 yılları arasında Osmanlı Hakimiyeti içerisindeki önemli bir liman ticareti kentidir. Günümüze kadar gelen Osmanlı eserleri arasında en göze çarpanı Şüphesiz Kanuni tarafından yaptırılmış Kavala su kemeridir. Şehrin bu döneme kadar yaşadığı en büyük sıkıntılardan biri olan su sıkıntısını ortadan kaldırmıştır. Kavala sokakları arasında gezerken kendinizi eski bir Osmanlı şehrinde gezer gibi hissedeceksiniz. Kavala Kalesi, Kavalalı Mehmet Ali paşa Evi ve heykeli, günümüzde bir otel olarak kullanılan eski İmaret Binası ve bir cami olarak inşa edilmiş fakat sonrasında Kiliseye çevrilmiş olan Aziz Nikola kilisesi göreceğimiz yerler arasında. Sahilde yürüyüş ve alışveriş için vereceğimiz molanın ardından İstanbul’a dönüş yolculuğuna başlıyoruz. Yolumuz üzerinde İskeçe’ye (Xanthi) uğruyoruz. Burada bulunan Türk Çarşısında Öğle yemeği ve alışveriş için serbest zaman veriyoruz. Yemek molamızın ardından Gümülcine’yi (Komothini) yol üzerinden panaromik olarak görüyoruz. Ardından Vistonida gölü ile denizin buluştuğu noktada Suyun üzerine inşa edilmiş olan Aya Nikola Manastırını ziyaret ediyoruz. İpsala sınır kapısında gerçekleştireceğimiz pasaport ve gümrük işlemlerinin bitimi ile gece saatlerinde İstanbul’a varıyoruz. Yeni gezilerde buluşmak dileği ile sizlerle vedalaşıyoruz.

Tur Ücretleri
BONUS,WORLD CARD NAKİT VE NAKİT TAKSİT KREDİ KARTI 5 TAKSİT
KİŞİ BAŞI    
İLAVE YATAK    
TEK KİŞİLİK ODA    
03-12 CHD  

Genel Şartlar

*Çocuk indirimi 2 yetişkin ile aynı odada konaklama yapıldığı takdirde geçerlidir.

*Programlarımız için otellerden grup rezervasyonları yapılmaktadır. Grup kahvaltılarının içeriği münferit kahvaltıların içeriğinden farklı olabilir. Gidilen ülkelerdeki otellerde alınacak olan kahvaltıların içeriği Türk kahvaltısı değildir. Grup kahvaltıları genelde continental kahvaltı olarak ayrı salonda verilmektedir. Continental kahvaltı temel olarak çay ya da kahve, marmelat ve kruvasandan oluşup, ülkeye göre değişiklikler göstermektedir.

*Eğer vize alınan bir tur ise Davincitur, misafirlerimiz ile konsolosluk arasında aracı kurum olup, herhangi bir vize alım garantisi vermez. Konsolosluğun vize vermemesi veya red vermesi Davincitur'un sorumluluğunda değildir.

*Pasaportların seyahat tarihinin bitimi baz alınarak minimum 6 ay geçerliliği olması gerekmektedir. 6 aydan az süreyle seyahat eden misafirlerimiz, ülke pasaport polisleri tarafından ülkeye alınmama durumu ile karşılaşabilir. Bu gibi durumlarda sorumluluk pasaport sahibine aittir.

*Programlarda belirtilen uçuş saatleri havayolları tarafından bildirilen saatlerdir. Özel seferlerle düzenlenen turlarımızda uçak saatleri 48 saat öncesine kadar değişiklik gösterebilir. Davincitur havayolu ile misafir arasında aracı konumundadır. Havayolundan kaynaklı gecikme, iptal, havaalanı ve havayolu değişikliği, kapasite üzerinde satış yapılması, hizmet aksamaları vb. gibi durumlardan Davincitur hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz

*Gezi için yeterli katılım sağlanamadığı takdirde, son iptal bildirim tarihi gezi hareket tarihinden 20 gün öncesi olup, iptal bilgisi acenteniz tarafından iletilecektir.

*Tur içerisinde kullanılmayan ulaşım, konaklama, çevre gezileri vb. haklar iade edilmez.

*Rehberimiz programı tamamen gerçekleştirmek kaydı ile tur esnasında değişiklikler yapabilir.

*Otobüsteki oturma yerlerimiz rezervasyon sırasına göre verilir ve rotasyon uygulaması yapılır, her yeni gün önde oturan misafirlerimiz arka koltuklara geçerler

* 3 kişilik oda tercih ettiğinizde, Oteller oda içerisinde 3 ayrı yatak veremeyebilir, bunun yerine bir büyük yatak ve bir küçük yatak veya kanepe olabilir.

İptal Şartları

TURUN MİSAFİR TARAFINDAN İPTALİ DURUMUNDA 3. KİŞİLERE YAPILAN REZERVASYON VE ÖDEMELER İPTAL EDİLİR. MARUZ KALINAN CEZA VE BEDELLER MİSAFİRDEN KESİLDİKTEN SONRA KALAN TUTAR İADE EDİLİR. EĞER MİSAFİR KENDİ YERİNE BİR BAŞKASINI BULUR İSE TÜM HAKLARINI BU KİŞİYE DEVREDEBİLİR, ANCAK BU DURUMDA UÇAK BİLETLERİNDEKİ İSİM DEĞİŞİKLİĞİNDEN DOLAYI MARUZ KALINAN CEZAİ TUTARLAR YİNE MİSAFİR TARAFINDAN ACENTAYA ÖDENİR. TURUN ACENTE TARAFINDAN YETERSİZ KATILIM SEBEBİ İLE İPTALİ DURUMUNDA HİÇBİR CEZAİ ŞART UYGULANMAZ. BUNUN DIŞINDA ÜLKEMİZDE VEYA GİDİLECEK OLAN ÜKELERDE SEYEHATİMİZİ ENGELLEYEN DURUMLAR SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA (DEPREM, AFET VB.) VEYA MİSAFİRİN SEYEHATİNİ ENGELLEYEN RESMİ KURUMLARDAN RAPORLU BİR RAHATSİZLIĞI OLDUĞUNDA VEYA 1. DERECE BİR YAKINININ ÖLÜMÜ DURUMUNDA MÜCBİR SEBEPLE İPTAL SİGORTASI DEVREYE GİRER VE MİSAFİR TUR ÜCRETİNİ SİGORTA ŞİRKETİNDEN TAHSİL EDER. (SİGORTA KAPSAMINI DETAYLI İNCELEMEK İÇİN MÜŞTERİ TEMSİLCİNİZDEN POLİÇE ÖRNEĞİNİ İSTEYEBİLİRSİNİZ. CORONA SİGORTA KAPSAMINDA DEĞİLDİR)

Sigorta

Otobüslü Avrupa turlarımızda ekstra olarak sunduğumuz, diğer tüm turlarımızda siz değerli misafirlerimize tur ücretine dahil mücbir sebeple tur iptal sigortası yapılmaktadır. Poliçe ana başlıklar olarak sağlık, mücbir sebeple iptal, mesleki sorumluluk ve başınıza gelebilecek bazı olumsuz durumları kapsamaktadır. Rezervasyon anında yapılan sigortanızın poliçesini seyahat danışmanınızdan isteyebilirsiniz. Detaylı bir şekilde okumanızı tavsiye ederiz. Aşağıda maddeler halinde özetle poliçenin teminat içeriğini görebilirsiniz. Aşağıda okuyacağınız teminatların geçersiz olduğu durumlar da bulunmaktadır. Mesela tura katılacak kişinin geçmişte var olan bir hastalığının nüksetmesi gibi, 1. Derece bir yakının kaybının geçmişten gelen bir rahatsızlık sebebi ile olması gibi veya 65 yaş üstü misafirlerimizin herhangi bir rahatsızlığı sebebi ile tura katılamaması ve buna benzder durumlarda sigorta poliçeniz geçersiz olabilmektedir. Dilerseniz seyahat danışmanınızdan daha detaylı bilgi alabilirsiniz. 

·         Tıbbi tedavi teminatı

·         Tıbbi nedenlerle nakil veya seyahat

·         Tedavi sonrası daimî ikamete dönüş masrafları

·         Öngörülmeyen dönüş nedeni ile seyahat masraflarının karşılanması

·         Tedavi nedeni ile uzayan konaklama masraflarının karşılanması

·         Sigortalının rahatsızlanması durumlarında refakatçi masraflarının karşılanması

·         Kayıp bagajın bulunup ulaştırılması

·         Bagajın kaybolması, çalınması ya da zarar görmesi durumunda hasarın karşılanması

·         Seyahat sırasında şahsi eşyaların çalınması

·         Mücbir sebeple seyahatin iptali

·         Seyahat acentasının kusurlarından kaynaklanan zararların karşılanması

Gibi konuları içermektedir. Poliçenizde tüm bu maddeler detayları ve kapsamları ile beraber anlatılmıştır. Seyahat danışmanınızdan alıp incelemeyi unutmayınız.

Dahil / Hariç
ROMA 2, NICE 1, MADRID CİVARI 1, CORDOBA CİVARI 1, SEVİLLA 1, BARCELONA 2, VENEDIK 1, KARADAĞ 1, ÜSKÜP 1 TOPLAM 11 GECE ODA KAHVALTI OTEL KONAKLAMA
PROGRAMDA GÖZÜKEN TÜM GEZİLER DAHİLDİR. TURUMUZDA EKSTRA TUR YOKTUR
TÜM TUR BOYUNCA TÜRKÇE REHBERLİK HİZMETLERİ
LÜKS OTOBÜSLER İLE ULAŞIM, TÜM ŞEHİRLER ARASI TRANSFERLER
OTELLERDE ÖDENEN KONAKLAMA VERGİLERİ
1 GECE 4 KİŞİLİK KAMARALARDA YUNANİSTAN – İTALYA ARASI GEMİ SEYEHATİ
VİZE ÜCRETİ 150 EURO DAHİL DEĞİLDİR
YURTDIŞI ÇIKIŞ HARCI 150 TL DAHİL DEĞİLDİR, BANKAYA ÖDENECEKTİR
SEYEHAT ESNASINDA COVİD OLMAYI KAPSAYAN MÜCBİR SEBEPLE TUR İPTAL SİGORTASI 20 EURO DAHİL DEĞİLDİR
MÜZE ÖREN YERLERİ GİRİŞ ÜCRETİ (PROGRAM AKIŞINDA ZORUNLU BİR MÜZE BULUNMAMAKTADIR.)
ŞÖFÖRLER VE REHBER BAHŞİŞLERİ KİŞİBAŞI 20 EURO, GEZİ SONUNDA BİR KEZ ÖDENİR
GECE OTOBÜS YOLCULUKLARI SONRASI KAHVALTI

Yorumlar

İnceleme Yok


Tur Rotası



Sorunuz mu var?

Ücret €0
({{type.price_type}})
{{ type.price }}%
{{ formatMoney(type.price) }}
Ücret
0 İnceleme