Rönesans’ın doğduğu kent günümüzde tüm tarihi yapılarını bir açık hava müzesi şeklinde ziyaretçilerine sunmaktadır. Milattan önce Roma imparatoru Sezar tarafından Arno nehri kenarındaki verimli topraklara kurulan şehir yüzyıllarca ticaret yolları üzerinde olmuştur. 15. Yüzyılda kentin zengin ailelerinden Medici’lerin dokunuşları ile yeni bir çağa geçen şehir Rönesans akımını bu yüzyılda başlatmıştır. İlk bankacılık sistemini kuran aile sanata ve mimariye büyük önem vermekteydiler. Kentte yaşayan Leonarda Da Vinci ve Michelangelo gibi sanatçılar ailenin destekleri ile şehir büyük bir mimari değişime uğramıştır. Sonraki yüzyıllarda Avrupa’da sanatın, siyasetin ve bilimin merkezi haline gelen şehir günümüzde ortaçağın ve Rönesans’ın tüm ihtişamını bize sunmaktadır. Kent merkezinde aile ait birçok yapı ve saray bulunmaktadır. Aynı zamanda devletçilik ve din konularını da önem veren aile şehrin gelişimi için bu alanlarda da birçok esere imza atmışlardır. Her yıl 10 milyona yakın turist alan kentin tarihi merkezi dünyanın her yerinden gelen insanlar sürekli kalabalıktır.

 

GEZİLECEK YERLER:

Şehri ilk olarak mükemmel bir panoramik manzaraya ulaşacağınız Michalengelo tepesi ve meydanından izlemenizi tavsiye ederiz. Arno nehrinin arkasındaki tepelikte bulunan meydan tüm tarihi yapıları önünüze sermektedir. Şehir merkezinde trafiğe kapalı sokaklarda görebileceğiniz birçok tarihi yapı bulunmaktadır. Aslında eski kent merkezindeki her bina ortaçağdan günümüze gelmiştir. Dolayısı ile kendinizi başka bir zaman diliminde hissetmeniz çok olasıdır. Plazza del Signoria Meydanı ilk gezi noktanız olabilir. Aynı zamanda turist gruplarının buluşma noktası olan meydan belediye binası ve kulesine ev sahipliği yapmaktadır. Binanın önünde açık havada sergilenen heykeller sizi etkisi altına alacaktır. Medusa, Davut heykeli bunların arasında dikkat çekici olanlarıdır. Belediye binasının yanında bulunan Uffizi müzesinde Medici ailesinin eşyaları dışında ağırlıklı olarak Leonardo da Vinci’nin eserleri sergilenmektedir. Yılın her zamanında yoğun ilgi gören müzeye anlık bilet bulma şansınız olmayabilir. Gitmeden internetten randevulu bilet almak daha garanti bir yol olacaktır. Medici ailesinin oturdukları saray nehrin karşı kıyısında bulunmaktadır. Güvenlik endişesi yaşayan aile meydandan saraya kadar binaların içinden geçen bir tünel inşa etmişlerdir. Eğer bir tur eşliğinde şehirde bulunuyorsanız rehberiniz size bu tüneli gösterecektir. Tünelin bir kısmı Ponte Vecchio köprüsünün üstünden geçmektedir. 13. Yüzyılda inşa edilen köprü üzerine diğer tüm tarihi köprülerden farklı olarak dükkânlar inşa edilmiştir. Ailenin köprüyü kullandığı yıllarda kasap olan dükkânlar, yaydıkları pis kokular yüzünden kuyumcu dükkânı olarak değiştirilmiştir. Bugün günümüzde hala hizmet veren dükkânlar turistlerin ilgi odağıdır. Ayrıca köprünün ortasında bulunan teraslardan Arno nehri manzarasına ulaşabilirsiniz. Eski şehir merkezinde görmeniz gereken bir başka tarihi yapı ise kentin katedrali Duomo’dur. Son mimarı Brunelleschi tarafından yapılan eser Rönesans dönemindeki ilk kubbeli yapı olma özelliğine sahiptir. Yapımında kullanılan teknikler belgesellere konu olmuştur. Kubbenin üzerine çıkıp Rönesans kentinin manzarasına yakından tanık olabilirsiniz. Katedralin karşısında bulunan vaftizhane kapısı ile dikkat çekmektedir. Altın kaplama kapının üzerinde Hristiyanlık tarihi tasvir edilmiştir. Bir başka görülmeye değer kilise ise SantaCroce’dir. 13 yüzyılda inşa edilen eserin altında Michelangelo ve Galileo gibi isimlerin mezarı bulunmaktadır. Önünde bulunan meydanda her yıl belli bir zamanda mahalleler arası futbol turnuvası yapılmaktadır. Ancak bu maçlarda faul düdüğü çalınmamaktadır. Yani başka bir deyimle faul yapmak serbesttir. Küçük bir meydanda düzenlenen turnuvayı yerel halın aşırı ilgisinden genelde turistler izleyememektedir. Ortaçağda yaşayan ailelerin oturdukları saraylar günümüzde müze olarak kullanılmaktadır. Bunlar Pitti, Bargello ve Vecchio saraylarıdır. Belli bir ücret karşılığında yapıldıkları günden günümüze korunan sarayları gezebilirsiniz. Ayrıca Roma tarihine ilgi duyuyorsanız Ulusal Arkeoloji müzesini de gezebilirsiniz.Ekonomik Avrupa turlarımızda tüm bu yerleri rehberlerimiz eşliğinde gezebilirsiniz. 

 

 

YEME İÇME:

İtalya dediğimizde akla ilk gelen şey pizza ve makarna olsa da aslında çok geniş bir yemek kültürüne sahip olan ülkenin neredeyse her şehri birbirinden farklı lezzetler sunmaktadır. Bol zeytinyağı tüketen ülkede deniz ürünleri de ciddi oranda tüketilmektedir. Her bölgede bulunan ve tüm ülkenin geleneksel yemekleri arasında sayılan pizza, risotto ve çeşit çeşit soslar ve malzemeler yapılan makarna yer almaktadır. Ancak özellikle pizza neredeyse ülkenin her şehrinde farklı tariflerle yapılmaktadır. Şarap konusunda dünyanın Fransa’dan sonra ikinci ülkesi diyebileceğimiz İtalya’nın bağları da meşhurdur. Özellikle Toscano vadisinin Chianti bölgesinde üretilen şaraplarını denemenizi tavsiye ederiz. Dondurma denilince dünyanın en önde gelen ülkesi İtalya’nın her şehrinde onlarca çeşit el yapımı dondurma bulabilirsiniz. Tatlı konusunda çok çeşitlilik sunmayan şehirde tüm İtalya’da olduğu gibi tiramisu tüm yemeklerin arkasından yenilebilecek en güzel tatlıdır. Floransa şehri Toscano bölgesinde yetişen beyaz inekleri ile ünlüdür. Birçok restoranda Floransa bifteği olarak sunulan bistecca yiyebilirsiniz. Genelde az pişirilmiş olarak servis edilmektedir. Damak tadınıza uygun değilse garsonlardan iyi pişmiş olmasını rica edebilirsiniz. Patatesi sebze gibi garnitürler bulunabilmektedir. Ayrıca kente özgü sadece un ve sudan yapılan pici makarnasını da deneyebilirsiniz.Ekonomik Avrupa turlarımızda bu lezzetleri tadabilirsiniz.

 

 

GECE HAYATI:

Eski şehir merkezinde bulunan restoranlarda müzik eşliğinde akşam yemeğinizi alıp şaraplarınızı yudumlayabilirsiniz. Şehirde yerel halkın gittiği bar ve publar da bulunmaktadır. Buralarda içkileriniz yudumlayıp keyifli zaman geçirebilirsiniz. Daha canlı bir şeyler arıyorsanız şehirde bulunan gece kulüplerini tercih edebilirsiniz. Genelde cuma ve cumartesi günleri yoğun olan mekânlar yılın belli zamanlarında canlı performanslara sahne olabilmektedir.

 

DİN:

Ülkenin nüfusu Katolik Hristiyan olarak tanımlanmaktadır. Ancak göçmenlik veya kişisel tercihlere göre farklı dinlere mensup insanlarda bulunmaktadır.

 

İKLİM:

Ülke ve şehir kuzey yarımkürede Avrupa’nın güneyinde yer almaktadırlar. Denize uzak olan şehir karasal bir iklime sahiptir. Kışları serin ve soğuk, yazları ise deniz seviyesinden çok yüksek olmadığı için 30-35 derece arası bir sıcaklığa sahiptir. Özellikle yaz aylarında nem rahatsız edici olabilmektedir.

 

NÜFUS:

380 bin nüfusa sahip şehirde genel yerleşim merkez ve yakın köylerdedir.

 

DİL:

Ülkede İtalyanca konuşulmaktadır. Turistik bölgelerde çoğunlukla İngilizce bilinmektedir.

 

PARA BİRİMİ:

Avrupa Birliğine dâhil olan ülkenin para birimi Euro dur. Şehirde buluna döviz ofislerinden yanınızda bulunan para birimlerini çevirebilirsiniz. Ancak tüm para birimleri düşük kurlardan ve komisyon karşılığı bozulmaktadır. Dolayısı ile yanınızda Euro para birimi ile gitmenizi tavsiye ederiz.

 

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM:

Şehirde her yere ulaşan otobüs ağı bulunmaktadır. Küçük bir merkeze sahip olan şehri yürüyerek gezmek mümkündür. Ancak ihtiyaç duyarsanız tek kullanımlık biletler ile ulaşımınızı sağlayabilirsiniz. Bisiklet kiralamak tarihi noktalar arasında gezmek için iyi bir alternatif olabilir.

 

SAAT FARKI:

Ülkemiz ile İtalya arasında 1 veya 2 saat fark bulunmaktadır. Bulunduğumuz tarihe göre değişen farkı ülkeye giderken kontrol edebilirsiniz.

 

ELEKTİRK:

Ülkede 220 volt prizler kullanılmakta ve fişlerimize uygundur. Ancak otel odalarında az sayıda priz olabileceğini düşünerek üçlü priz götürebilirsiniz.

 

VİZE:

Avrupa Birliği sınırları içerisinde yer alan ülke Shengen vizesine tabidir. Vize koşulları ve gerekli evraklar konusunda mutlaka bir uzmandan destek alabilirsiniz.