Dünyanın en çok turist alan şehirlerinden biri olan Paris, tarihi dokusu, romantik şehir tanımı, moda başkenti özelliği ve daha bir çok nedenle  yoğun ilgiyi hak etmektedir. Bu ilgiye 19. Yüzyılda modern Paris’i yaratan Baron Hausmann’ında katkılarını unutmamak gerekir. Şehri dolaşırken göreceğiniz geniş bulvarlar, parklar ve muhteşem mimariye sahip binalar bu dönemde inşa edilmiştir. Seine nehri kıyısında kurulu kent bir çok ikonik yapıya da ev sahipliği yapmaktadır. Dünyanın en büyük müzelerinden Louvre ve Eiffel kulesi bunlardan bazılarıdır. Aynı zamanda dünya sanat merkezleri arasında yer alan şehir geçmişten günümüze bir çok sanatçıya ev sahipliği yapmıştır. Tarihi keltlere kadar dayanan ülkenin romantik şehir tanımının kökenini 18 yüzyılda yaşanan Fransız devriminde arayabiliriz. Monarşinin yıkılıp cumhuriyetin kurulması ile şehir dünya çapında sanat, politika, moda, mimari, bilim ve ticaret alanlarında büyük bir gelişime uğramıştır. Devrimin ardından dünyanın her yerinden bu alanlarda ziyaretçi ve göç alan şehir, muhteşem mimarisi, Seine nehri kıyısında bulunan yapıları, caddeleri, evleri, parkları ile romantik şehir tanımını da kazanmıştır. Günümüzde de bu tanımı hak eden şehrin caddelerinde dolaşırken, gündüz başka gece başka hisler sizi saracaktır. İlk olarak 1860 yılında şehrin sokakları gaz lambaları ile ışıklandırılmış ve Avrupa’nın ilk gece aydınlatmasına sahip şehri olmuştur. Günümüzde ise akşam havanın kararması ile başka bir renge bürünen şehir binalarına yansıyan ışıklar size mum ışığında dolaştığınız hissini verecektir. Notre Dame Katedralinin etrafındaki ve Saint Michel’deki kafelerde oturup kahvelerinizi yudumlarken gündüz ayrı gece ayrı manzaralara şahit olabilirsiniz. Tabi unutulmaması gereken etkenlerden biride şarap olsa gerek. Dünya şarap üretiminde lider olan ülkenin başkentinde de şarabın etkisi hissedilmektedir. Her restoran veya kafede mutlaka kadehlerle dolu masalar ve bunları tüketen güzel giyimli çiftler görebilirsiniz. Romantizm denilince üretkenlikte sınır tanımayan şehirde Seine nehri kenarında yürüyüş yaparsanız buldukları küçük yeşillikler üzerinde piknik yapan insanlara rastlayabilirsiniz. Şehre gelen turistlerin en çok yaptıkları şeylerden biri de alışveriştir. Moda başkentleri arasında yer alan Paris’te tüm yıl boyunca bir çok indirim günleri bulunmaktadır. Ayrıca ülkeye ait markaları en uygun fiyata Paris’te almak mümkündür. Opera binasının arkasında bulunan Galeri La Fayette en uğrak noktadır. Champ Elysees caddesinde bulunan ünlü markaların önünde günün her saatinde sıraya giren insanlarla karşılaşabilirsiniz.

 

GEZİLECEK YERLER:

Başlığımız gezilecek yerler ama bu metropol şehirde gezilmeyecek yer yok desek daha uygun olacaktır. Şehrin birbirinden bağımsız her merkezi noktasında ikon olmuş bir çok tarihi ve turistik yapıya rastlamak mümkün. Eğer bir tur eşliğinde şehirde bulunuyorsanız muhtemelen size öncelikle otobüsle panoramik bir gezi yapacaklardır. Fakat şehre bağımsız olarak gittiyseniz üstü açık otobüslerle şehir turu yapabilirsiniz. Belli bir ücret karşılığı bindiğiniz otobüsle şehrin tarihi ve turistik yerlerinde gezinti yaparken dilediğiniz durakta inip gezinizi yaptıktan sonra yeni gelen otobüse binebilirsiniz. Seine nehrinde tekne turu yapmayı da unutmayın. Nehir boyunca inşa edilmiş tarihi binaları ve nehir üstündeki muhteşem mimariye sahip köprüleri görmenin en iyi yolu bu olacaktır. Şehri gezmeye herkes gibi sizde Eiffel kulesinden başlayabilirsiniz. Fransız devriminin 100. Yılı anısına 3. Fransız evrensel fuarı için Gustav Eiffel tarafından inşası yapılan eserde 7800 ton demir, 18 bin ton çelik kullanılmıştır. Dönemin insanları tarafından beğenilmeyip eleştiriler alsa da gördüğü yoğun ilgilen dolayı günümüze kadar ayakta kalmıştır. 3 katlı olan yapının ilk katına dilerseniz merdivenler ile çıkabilirsiniz. Orta kata çıkmanın en iyi yolu asansör olacaktır. en üst katta bulunan restorana rezervasyon ile çıkılabilmektedir. Ve mekanın menüsü pek uygun fiyatlar içermemektedir. Kulenin altında bulunan gişelerden merdiven veya asansörle çıkış için biletlerinizi alabilirsiniz. Şehrin ikinci turistik gezi noktası Louvre müzesidir. Tarihi Louvre sarayının içine inşa edilen müzeye ortasında bulunan cam piramitten veya diğer giriş kapılarından girebilirsiniz. Belli bir ücret karşılığında gezebileceğiniz müzeye en az yarım gün ayırmanızı tavsiye ederiz. Dünyanın her yerinden getirilen antika, tarihi eserler ve tablolar kıtalara veya ülkelere bölümlendirilmiş ve sergilenmektedir. Dünyanın en pahalı tablosu Mona Lisa’ya yaklaşıp bir resim almak isterseniz sıraya girmeniz gerekebilir. Müzeden çıktığınız zaman yakınlarda bulunan Notre Dame katedrali yeni gezi noktanız olabilir. Victor Hügo nun ünlü eseri Notre Dame’ın kamburu ile ünlenen yapı 170 yılında inşa edilmeye başlanmıştır. İlk olarak Keltler tarafından bölgenin kutsal bir yer olarak kabul edilmesi sebebi ile inşa edilen dini yapıyı Romalılar bir tapınağa çevirmiştir. Ardından Hristiyanlık ile beraber günümüze gelen yapı romanesk mimarinin izlerini taşımaktadır. Seine nehri tekne turu ile bu üç eseri daha net görebilirsiniz. Şehrin merkezi noktalarından biri olan Champ Elysees caddesine Seine nehri kıyısından yürüyerek ulaşabilirsiniz. Caddenin başlangıcında bulunan Concorde meydanı Fransız devriminin izlerini taşımaktadır. Genişliği ve üzerinde bulunan mekanları ile ünlü caddede iki kilometrelik bir yürüyüşün ardından zafer takına ulaşacaksınız. Şehir geziniz bittikten sonra caddeye daha fazla zaman ayırıp üzerinde bulunan kafe, galeri ve mağazalarda zaman geçirebilirsiniz. Zafer takı Fransız devriminde direnip hayatını kaybeden insanlar ve Napolyon savaşlarının anısına dikilmiştir. Altında sürekli yanan bir ateş bulunmaktadır. Opera binası görülmesi gereken bir diğer yapıdır. 1875 te tamamlanan yapının giriş merdivenlerine kadar çıkan atlı araba yolları bulunmaktadır. Şehir merkezi noktalarında bulunan bu tarihi ve turistik yerleri gördükten sonra metro ile Sacra Coeur bazilikası ve Montmartre semtine ulaşabilirsiniz. Şehrin en yüksek noktalarından biri olan Montmartre tepesine kurulu kilise yakın dönemde inşa edilmiştir. Katolik kiliseyi gezmek için bir süre sıra beklemeniz gerekebilir. Ardından kilisenin biraz ilerisinde bulunan ismini üzerine kurulu olduğu tepeden alan Montemartre’nin küçük meydanında büyük bir sürpriz sizi beklemektedir. Günün her saatinde burada bulunan ressamlar meydanda resimlerini yapıp satmaktadırlar. Meydanı çevreleyen kafelerde oturup kahvelerinizi yudumlarken bu sanat şölenine şahit olabilirsiniz. Şehirde görebileceğiniz diğer yerler ise Versay sarayı, şehrin kalbindeki en büyük yeşil alan Lüxemburg bahçeleri ve birçok ünlüye ev sahipliği yapan Pere Lachaise mezarlığı olabilir. Serbest zamanlarınızda Saint Michel’de bulunan kafelerde, Champ Elysees caddesinde veya Seine nehri kenarında keyifli zamanlar sizi beklemektedir. Ekonomik Avrupa turlarımızda tüm bu yerleri rehberlerimiz eşliğinde gezebilirsiniz. 

 

YEME İÇME:

Fransız mutfağı denince aklan gelen ilk iki şey peynir ve şarap olsa gerek. Çok geniş bir yemek kültürüne sahip olan ülkenin her tarifte olmazsa olmazlarından biride tereyağıdır. Şehrin her köşesinde bulunan küçük fırınlarda sıcacık baget ekmeklerine yapılmış türlü çeşitte sandviçler veya tereyağı ile yapılmış sıcak bir kruvasana süreceğiniz camembert peyniri kahvaltınız için harika seçenekler olacaktır. Neredeyse nüfusunun yarısı göçmenlerden oluşan şehirde tüm dünyadan lezzetler bulabilirsiniz. Ama Fransız lezzetlerini tatmak istiyorsanız en ünlüleri kaz ciğeri ve salyangoz olacaktır. Akla ilk gelenler bunlar olsa da aslında Fransız mutfağı ile Akdeniz mutfağı birbirine yakındır ve mutlaka sizi mutlu edecek tarifler ile karşınıza çıkar. Et ve deniz mahsullerinin yoğun olduğu mutfakta soğan çorbası, antrikot ızgara, istiridye, et veya tavuk yahni seçenekler arasında olabilir. Şarap üretiminde dünyanın lider ülkesi olan ülkenin başkentinde her yemeğin yanında özel bir şarap tüketebilirsiniz. Yemeğinize göre ne çeşit bir şarap tüketebileceğiniz konusunda garsonlardan yardım almaktan çekinmeyin. Tavsiyelerimiz arasında Champ Elysees caddesine yakın noktada bulunan Le Entrekote d’Paris restoranı, yine cadde üzerinde bulunan Brüksel midyecisi Leon antirikot ve midye yemek için en iyi mekanlardır. Eğer atıştırmalık bir şeyler arıyorsanız krep en iyi tercihiniz olabilir, isteğinize göre peynir veya çikolata sos ile yapılabilir. Şehrin her noktasında bulunan küçük fırınlarda her saatte çok çeşitli sandviçler bulabilirsiniz. Tatlı denilince Fransa mutfağının en ünlüsü Creme Brule dir. Aynı tatlı Katalan şehirlerinde de yapılmakta ve Krem Katalan olarak bilinmektedir. Eğer Fransa’da Krem Katalan olarak isterseniz tatlı yerine azar yiyebilirsiniz. Macaron kurabiyelerinin doğuş yeri olan şehirde en çeşitli ve en ünlü macaronları Pierre Herme ve Laduree markalı dükkanlarda bulabilirsiniz. Bu markaların şehirde birden çok şubesi bulunmaktadır.

 

GECE HAYATI:

Bu romantik şehrin tamamlayıcı bir gece hayatı tabi ki olmalıdır. 24 saat yaşayan şehirde eğlenmek istiyorsanız hiç endişeniz olmasın. Çok fazla seçenek sunan şehirde size hitap eden bir şeyler mutlaka bulabilirsiniz. Gece ışıklar altında Paris manzarası eşliğinde Montmarte’daki barlar veya kulüplerde eğlenebilirsiniz. Üniversite gençliğinin uğrak yerlerinden Quartier Latin ve St. Germain Des Pres akşamları çok kalabalık olmaktadır. Şehirde bulunan kabare şovlarda ilginizi çekebilir. En ünlüleri arasında Lido Show, Moulin Rouge Show’dur. Ancak bu mekanlara önceden rezervasyon yaptırmanız gerekir ve kısa şort veya t shirt ile kabul etmemektedirler.                                

 

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM:

Şehirde her bölgeye ulaşan metro ve otobüs ağı bulunmaktadır. Alacağınız günlük ulaşım kartı ile şehrin tüm ulaşım araçlarından uygun ücret karşılığı faydalanabilirsiniz. Veya tek kullanımlık biletler ile ulaşımınızı sağlayabilirsiniz. Paris metrosu dünyanın en ünlü metrolarından biridir. Kaybolmamak için elinizde bir metro haritası olması şarttır. Bilet gişelerinden bu haritayı edinebilirsiniz. Şehrin her noktasına ulaşan metro hattı bir çok durakta birden fazla metro ile çakışmaktadır. Paris’te otelinizden şehre ve diğer noktalara metro ile ulaşmak ilk defa deneyenler için eğlenceli bir oyuna dönüşebilir. Kendinizi bir hazine avında hissedebilirsiniz.

 

İKLİM:

Ülke ve şehir kuzey yarımkürede Avrupa’nın kuzeyinde yer almaktadırlar. Kışları serin veya soğuk, yazları ise 25-30 derece arası bir sıcaklığa sahiptir. Kar yağışı yılın belli aylarında görülebilmektedir. Ancak şehir her mevsimde yağmur alabilmektedir. Dolayısı ile bu şehre giderken yanımızda hangi mevsimde olursak olalım bir şemsiye bulunmalıdır.

 

PARA BİRİMİ:

Avrupa Birliğine dahil olan ülkenin para birimi Euro dur. Şehirde buluna döviz ofislerinden yanınızda bulunan para birimlerini çevirebilirsiniz. Ancak tüm para birimleri düşük kurlardan ve komisyon karşılığı bozulmaktadır. Dolayısı ile yanınızda Euro para birimi ile gitmenizi tavsiye ederiz.

 

NÜFUS:

12 milyon nufüsa sahip olan kentte sadece 2 milyon kişi şehir merkezinde yaşamaktadır. Geri kalan çoğunluk ise şehrin banliyölerinde yani başka bizim deyimimizle ilçelerinde yaşamaktadır. Nüfusun neredeyse yarısına yakını göçmenlerden oluşmaktadır.

 

DİL:

Ülkede anadil Fransızca konuşulmaktadır. Ancak neredeyse ülkenin tamamında İngilizce ikinci dil olarak bilinmektedir. Fakat milliyetçi yanları ağır bastıklarında bilerek İngilizce bilmediklerini söyleyebilirler.

 

SAAT FARKI:

Ülkemiz ile Fransa arasında 1 veya 2 saat fark bulunmaktadır. Bulunduğumuz tarihe göre değişen farkı ülkeye giderken kontrol edebilirsiniz.

 

DİN:

Ülkenin dini Katolik Hristiyanlıktır. Ancak göçmenlik ve kişisel tercihlere göre farklı dinlere mensup vatandaşlarda bulunmaktadır.

 

VİZE:

Avrupa Birliği sınırları içerisinde yer alan ülke Shengen vizesine tabidir. Vize koşulları ve gerekli evraklar konusunda mutlaka bir uzmandan destek alabilirsiniz.