2800 yıllık bir tarihi ile dünyanın en büyük imparatorluğuna başkentlik yapmıştır. İsmi ülkesinin isminden daha değerli olan kent Roma bir açık hava müzesi olarak her yıl milyonlarca turistin ziyaretine uğramaktadır. Efsanesine göre kurtlar tarafından büyütülen Romus ve Romulus isimli kardeşler tarafından kurulan şehir bir zamanlar tüm dünyayı eksenine almıştı. Her ne kadar Avrupa’nın en eski şehri Atina olsa da güçlü Roma imparatorluğu sayesinde antik tarih denilince akla ilk olarak Roma şehri gelmektedir. Antik dönemde nüfusu 1 milyona yaklaşan şehrin tüm antik yapılarının günümüze kalan kısımları kenti adeta bir açık hava müzesine çevirmektedir. Yürüyerek tüm tarihi noktalara ulaşabileceğiniz kentte kendinizi bir zaman yolculuğunun içinde bulabilirsiniz. Hristiyanlığın batıya yayılmasında büyük rol oynayan şehir ilk hukuk ilkeleri ve devlet anlayışının doğduğu yerdir. Günümüzde Tiber ve Aniane nehirlerinin üzerinde kurulu olan şehir Katolik Hristiyanların merkezi Vatikan’a da ev sahipliği yapmaktadır. Şehrin tarihi Roma imparatorluğuna dayanıyor olsa da yakın dönemde Barok ve Rönesans mimarisi inşa edilmiş bir çok tarihi yapıya rastlamak mümkündür. Her döneme ait tarihi eserleri, İtalyan mutfağının sunduğu harika yemekleri, ve Katolik Hristiyanlığın merkezi Vatikan sayesinde kent yüksek turist sayısını hak etmektedir.

 

GEZİLECEK YERLER:

Açık hava müzesi olan şehirde tüm tarihi ve turistik noktalara yürüyerek ulaşabilirsiniz. Özellikle eski şehir merkezinde toplanan tarihi yapıların arasında gezerken zaman dilimleri arasında dolaştığınızı hissedeceksiniz. Herkesin olduğu gibi sizin de ilk görmek isteyeceğiniz yer Vatikan olacaktır. Katolik Hristiyanlığın merkezi olan Vatikan İtalya içinde kurulu 2 bağımsız ülkeden biridir. Papalık merkezine ev sahipliği yapan bu küçük ülkeyi İsviçreli askerler korumaktadır. St. Pietro Bazilikası sizi kucaklayan meydanı ilk karşınıza çıkan yapı olacaktır. 17 yüzyılda Barok mimari ile yapılan bazilikanın mimarisinde Michelangelo, Bernini ve Bramente gibi isimlerin izleri bulunmaktadır. Ayrıca meydanda bulunan heykeller, Mısır’dan getirilmiş sütunlar ve papalık sarayı da görmeye değerdir. Bazilikanın içini gezmek için bir süre sıra bekleyebilirsiniz. Ücretsiz olarak gezebileceğiniz eserin içindeki şapeller ve freskler sizi etkileyecektir. Yerleşimin arka kısmında kalan Sistina şapeli ve müzesi kentte uzun süre kalacaksanız mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerler arasındadır. Ancak aşırı turist alan şehrin ücretli müzelerini gezmek için her zaman bilet bulmak kolay olmamaktadır. Planlı seyahatleriniz için internetten daha önceden bilet almanızı tavsiye ederiz. Vatikan gezinizin bitmesinin ardından Roma imparatorluğunu tanımaya başlayabilirsiniz. Kolezyum başlamak için en uygun nokta olacaktır. Gerçek ismi ile Colleseum milattan sonra 72 yılında inşa edilmiş ve adını girişinde bulunan heykelden almıştır. Bir çok filme konu olan yapı ilk olarak amfi tiyatro gladyatör dövüşlerine sahne olması ile ünlüdür. İmparatorluğun savaşçı askerleri arasından çıkan gladyatörler birbirleri ile dövüşür ölen kişi hayvanlar tarafından parçalanırdı. Tiyatronun altında bulunan tüneller ve odalar dövüş öncesi hazırlıkların yapıldığı ve hayvanların tutulduğu yerlerdi. Günümüzde iç yapısı yıkılan tiyatronun dış duvarlarının bir kısmı ayaktadır. İçini müze olarak gezebilirken dilerseniz dışından da bir tur atabilirsiniz. İmparatorluğu tanımak adına bir sonraki gezi noktanız Roma forumu olabilir. Tarihi şehrin merkezi olan bölge bir çok eser yıkılmış olsa da geriye kalanlar sizi etkilemeye yetecektir. Roma döneminde ticaretin, hukukun ve dini yapıların merkezi konumundaki foruma trafiğe kapalı Via Imperiali caddesini kullanarak ulaşabilirsiniz. İlk yıllarda şehrin pazarı olarak şekillenen forum gün geçtikçe eklenen tapınaklar ve binalar ile merkezi bir konum haline gelmiştir. Forum gezinizin ardından yakın dönem eski şehir merkezine doğru yürürken Via Imperiali caddesi üzerindeki tarihi yapılar da ilginizi çekecektir. Çok fazla zaman diliminde başkent kalan şehirde tahmin edeceğiniz gibi bir çok şehir merkezi de bulunmaktadır. İtalya tarihi ve günümüzde kullanılan eski şehir merkezi Via Imperiali’nin bitiminde bulunan Venedik meydanı ile başlamaktadır. Meydanda faşist lider Mussolini’nin halka hitap ettiği bina ve balkonu görebilirsiniz. Ayrıca İtalyanların bir düğün pasatasına benzettikleri 2. Vittariano’ya tarafından yapılan anıt en güzel resim alacağınız noktalardan biridir. Sırtınızı anıta verdiğinizde karşınızda göreceğiniz meydana açılan cadde Via Del Corso’dur. Ünlü markaların mağazalarının bulunduğu cadde aynı zamanda tarihi noktalara ulaşmak için referans alabileceğiniz bir caddedir. Caddede ilerlerken karşıdan karşıya yoğun bir şekilde insanların geçtiği trafik lambalarına denk geleceksiniz. Sağa doğru döndünüz zaman kalabalık ile beraber Roma’nın en gözde noktası Aşk Çeşmesine ulaşacaksınız. Aslında İtalyanca ismi 3 çeşme anlamına gelen Fontan de Trevi şehre su getirmek için inşa edilmiştir. Sonrasında bazı İtalyan aşk filmlerine mekan olan çeşme kente gelen turistlerin ve çiftlerin dilek tuttuğu dünyaca meşhur bir yer haline gelmiştir. Çeşmeden ileriye doğru trafiğe kapalı sokakta  yürüyüşünüzü sürdürebilirsiniz. Küçük kafeler, dükkanlar ve restoranlar ile şehrin en kalabalık sokağında geldiğiniz yöne doğru geri yürüyüşünüze başlarsanız yeni tarihi yapılar her köşe dönüşünüzde karşınıza çıkacaktır. Bunlardan biri Roma döneminde bir tapınak olarak inşa edilen sonrasında iç mimarisi değiştirilerek kiliseye dönüşen Pantheon’dur. Ressam Raphael ve nişanlısının mezarları bu yapının altında bulunmaktadır. Devam ettiğiniz zaman ressamların ve sanatçıların uğrak noktası Piazza Navona Barok mimari ile inşa edilmiş binaların arasında dinlenmeniz için ideal bir yerdir. Güneşin yerine göre meydanda bulunan kafelerden birine oturup acı İtalyan kahvelerinizi yudumlayabilirsiniz. Sırada ise İspanyol merdivenleri var. Yakınında bulunan İspanya büyük elçiliğinden ismini alan merdivenlere ulaşmak için haritalarınızı kullanmanızı tavsiye ederiz. Batık bir kayık şeklinde inşa edilmiş Fontana Della Barcacia çeşmesinden sularınızı içip merdivenlerde oturup bölgenin keyfini çıkarabilirsiniz. Eğer hala yürüyecek gücünüz var ise merdivenlerden 500 mt  uzakta bulunan bir başka meydan Plazza del Popolo’yu da görebilirsiniz. Ortasında bulunan Mısır’dan gelme dikilitaş ve ortaçağda sahne olduğu idamlar yüzünden meydan ilgi çekmektedir. Dış mekan gezi yerlerimizin dışında kentte görülmeye değer müzeler de bulunmaktadır. Yukarıda sizlere aktardığımız Sistina müzesi ve şapeli Hristiyanlık tarihi adına görülmesi gereken müzelerdendir. Roma tarihinin ve eserlerinin sergilendiği Capitoline müzesi, ünlü heykeltıraş Bernini nin eserlerinin sergilendiği Galerie Borghose ve Ulusal Modern sanat müzesi görebileceğiniz diğer müzeler arasındadır. Her zaman dilimine ait şehre doymanız birkaç günden fazla kalmanızı tavsiye ederiz. Antalya çıkışlı Avrupa turlarımızda ekonomik olarak Roma şehrini rehberlerimiz eşliğinde gezebilirsiniz.

 

YEME İÇME:

İtalya dediğimizde akla ilk gelen şey pizza ve makarna olsa da aslında çok geniş bir yemek kültürüne sahip olan ülkenin neredeyse her şehri birbirinden farklı lezzetler sunmaktadır. Bol zeytinyağı tüketen ülkede deniz ürünleri de ciddi oranda tüketilmektedir. Her bölgede bulunan ve tüm ülkenin geleneksel yemekleri arasında sayılan pizza, risotto ve çeşit çeşit soslar ve malzemeler yapılan makarna yer almaktadır. Ancak özellikle pizza neredeyse ülkenin her şehrinde farklı tariflerle yapılmaktadır. Şarap konusunda dünyanın Fransa’dan sonra ikinci ülkesi diyebileceğimiz İtalya’nın bağları da meşhurdur. Özellikle Toscano vadisinin Chianti bölgesinde üretilen şaraplarını denemenizi tavsiye ederiz. Roma’ya gelecek olursak şehir merkezinde neredeyse büfelerde bile pizza bulabilirsiniz. Genellikle büyük tepsilerde kare olarak pişirilen pizzalar yine küçük kare dilimler halinde satılmaktadır. Sadece Roma’ya özgü zevkinize göre her tepsiden birer parça alıp birden fazla çeşit pizza türü yeme şansıda elde edebilirsiniz. Eski şehir merkezinde turistlere hitap eden bir çok restoran bulunmaktadır. Dilerseniz bunlardan birinde oturup İtalyan lezzetlerini fix menü veya alakart olarak tüketebilirsiniz. Dondurma denilince dünyanın en önde gelen ülkesi İtalya’nın her şehrinde onlarca çeşit el yapımı dondurma bulabilirsiniz. Tatlı konusunda çok çeşitlilik sunmayan şehirde tüm İtalya’da olduğu gibi tiramisu tüm yemeklerin arkasından yenilebilecek en güzel tatlıdır. İspanyol merdivenlerine yakın bir noktada bulunan Pompi pastanesinde şehrin en güzel tiramisusunu bulabilirsiniz. Şanslı iseniz pastanenin önünde kuyruk yoktur. Şehirde konaklama yapıyorsanız akşam eski şehir merkezinde bulunan restoranlarda müzik eşliğinde yemeğinizi alabilir ve şaraplarınızı tüketebilirsiniz. Şarap seçimi konusunda garsonlardan yardım almaktan çekinmeyin. Tüm bu lezzetleri Ekonomik Bütün Avrupa turlarımızda tadabilirsiniz. 

 

GECE HAYATI:

Yoğun nüfusu sayesinde şehir renkli bir gece hayatına sahiptir. Yılın her ayında kentte bulunan turistler ve öğrenci nüfusu sayesinde farklı tarzda eğlence mekanları bulmak mümkündür. Ancak Roma geceleri denilince akla ilk gelen şehrin tüm tarihi yapılarının aydınlatılmasıdır. Özellikle ışıklar altında Roma turu yaparak veya yürüyüşe çıkarak gündüz gezdikleri yerleri gece ışıklandırılmış hali ile görmekten büyük keyif almaktadırlar. Sizde elinize bir şişe şarap ve iki bardak alıp eski şehir merkezinde, Venedik meydanında veya Kolezyumun önünde harika bir akşam geçirebilirsiniz. Bu alternatif dışında sakin bir gece hayatı arıyorsanız Piazza Navona iyi bir alternatif olabilir. Meydanda bulunan kafelerde oturup müzik eşliğinde içkileriniz yudumlayabilirsiniz. Canlı bir gece hayatı için Trastevere ve Testaccio bölgesinde bulunan gece kulüplerini tercih edebilirsiniz. Özellikle hafta sonu cuma ve cumartesi günleri yoğun olan mekanlar belli bir giriş ücreti isteyebilir. Ayrıca Roma’da gece kulüplerinin çok ekonomik olmadığını da göz ardı etmeyiniz. Ya da tüm bu mekanları boş verip İspanyol merdivenlerinde oturup gençlerle beraber şarap veya bira içip bir şeyler yiyebilirsiniz. Seçenek çok, karar sizin..

 

DİN:

Ülkenin nüfusu Katolik Hristiyan olarak tanımlanmaktadır. Ancak göçmenlik veya kişisel tercihlere göre farklı dinlere mensup insanlarda bulunmaktadır.

 

İKLİM:

Ülke ve şehir kuzey yarımkürede Avrupa’nın güneyinde yer almaktadırlar. Denize yakın olan şehir ılıman bir iklime sahiptir. Kışları serin, yazları ise 30-35 derece arası bir sıcaklığa sahip olan şehir genelde yaz aylarında nemli bir havaya sahiptir.

 

NÜFUS:

2,6 milyon nüfusa sahip şehirde genel yerleşim merkezdedir. Dolayısı ile şehir merkezi biraz kalabalıktır.

 

DİL:

Ülkede İtalyanca konuşulmaktadır. Turistik bölgelerde çoğunlukla İngilizce bilinmektedir.

 

PARA BİRİMİ:

Avrupa Birliğine dahil olan ülkenin para birimi Euro dur. Şehirde buluna döviz ofislerinden yanınızda bulunan para birimlerini çevirebilirsiniz. Ancak tüm para birimleri düşük kurlardan ve komisyon karşılığı bozulmaktadır. Dolayısı ile yanınızda Euro para birimi ile gitmenizi tavsiye ederiz.

 

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM:

Şehirde her bölgeye ulaşan metro ve otobüs ağı bulunmaktadır. Alacağınız ulaşım kartı ile şehrin tüm ulaşım araçlarından uygun ücret karşılığı faydalanabilirsiniz. Veya tek kullanımlık biletler ile ulaşımınızı sağlayabilirsiniz. Tarihi ve turistik mekanlara yürüyerek ulaşabileceğiniz şehirde oteliniz eğer şehir merkezine uzak bir noktada ise toplu ulaşımı kullanabilirsiniz.

 

SAAT FARKI:

Ülkemiz ile İtalya arasında 1 veya 2 saat fark bulunmaktadır. Bulunduğumuz tarihe göre değişen farkı ülkeye giderken kontrol edebilirsiniz.

 

ELEKTİRK:

Ülkede 220 volt prizler kullanılmakta ve fişlerimize uygundur. Ancak otel odalarında az sayıda priz olabileceğini düşünerek 3 lü priz götürebilirsiniz.

 

VİZE:

Avrupa Birliği sınırları içerisinde yer alan ülke Shengen vizesine tabidir. Vize koşulları ve gerekli evraklar konusunda mutlaka bir uzmandan destek alabilirsiniz.