Kültür ve sanatın şehri Viyana’nın kuruluş tarihi milattan önce 6. Yüzyıla kadar dayanmaktadır. İlk olarak Keltler tarafından Tuna nehri kenarında küçük bir yerleşim olarak kurulan şehir sonrasında Romalıların eline geçmiştir. Uzun bir süre Roma imparatorluğunun hakimiyetinde olan Viyana 14. Yüzyılda Hausburg ailesinin şehre gelişi ile mimari ve kültürel anlamda yükselişe geçmiştir ve imparatorluğun başkenti olmuştur. Tarih boyunca tüm Avrupa’nın en önemli kültür, sanat ve siyaset şehirlerinden biri olan Viyana günümüzde de bu alanlarda ve özellikle müzik ve opera konusunda dünyanın önde gelen şehridir. Kendine has mutfağı, onlarca müzesi, klasik müzik ve operaları sayesinde her yıl şehri ciddi sayıda turist ziyaret etmektedir. Tuna nehri üzerinde kurulu şehir nehir gemilerinin en gözde durağıdır. Turist gruplarının bir veya iki gün kaldığı şehre doymak istiyorsanız daha uzun süreli kalmanızı tavsiye ederiz.
GEZİLECEK YERLER:
Dünyanın kültür sanat başkentleri arasında yer alan Viyana’da gezilecek bir çok nokta bulunmaktadır. Tarihi yapıları, müzeleri, sanat merkezleri ve daha bir çok yeri doyasıya görmek için şehre bol zaman ayırmanızı tavsiye ederiz. Bir çok tarihi ve turistik noktaya yürüyerek ulaşabileceğiniz şehirde çok rahat işleyen toplu ulaşım araçlarını da kullanabilirsiniz. Geçmiş dönemde Kraliyet ailesinin sarayı olan Belvedere den başlayabilirsiniz. Güzel bir bahar anlamına gelen ismi ile saray Barok ve Rokoko mimariyle inşa edilmiştir. 16. Yüzyılda inşa edilen yapı bahçeleri ve ahırları ile de ilgi odağı olmaktadır. Şuanda müze olan sarayı belli bir ücret karşılığında gezebilirsiniz. Ardından şehir merkezine ulaşıp kent merkezinin etrafında ring yapan Kartner caddesine zaman ayırabilirsiniz. Cadde üzerindeki en önemli eser Opera binasıdır. 1869 yılında Kraliçe Elizabeth tarafından açılan bina yıl içerisinde bir çok opera ve klasik müzik konserine ev sahipliği yapmaktadır. Dünya çapında bir ilginin olması sebebi ile gösteri fiyatları çok yüksek olabilmektedir. Gündüz saatlerinde müze olan binayı belli bir ücret karşılığında gezebilirsiniz. Cadde üzerinde ilerlerken Doğa tarihi müzesi ve parlamento binası görebileceğiniz diğer noktalar olabilir. Böceklerden dinazorlara kadar bir çok canlı fosilinin sergilendiği müzede en önemli bölüm göktaşı koleksiyonudur. Caddeyi gezdikten sonra sıra kent meydanında. Aziz Stefan Katedrali tüm ihtişamı meydanın ortasında yer almaktadır. 4 kuleye sahip olan Gotik mimarisi ile 136 metre yüksekliğindedir. 12. Yüzyılda inşa edilen yapının çatısında bulunan semboller Viyana’yı temsil eder. 343 basamak çıkacak enerjiniz var ise muhteşem bir şehir manzarasına sahip olabilirsiniz. Hofburg imparatorluk sarayına doğru alışveriş caddesinden yürüyüşe geçtiğinizde etrafınızda bir çok mağaza, kafe ve restoran yer alacaktır. Caddenin tam ortasında yaşanan veba salgınına atfen yapılan veba anıtını görebilirsiniz. Günümüzde cumhurbaşkanlığı sarayı olarak kullanılan Hofburg Kraliyet sarayı 13. Yüzyılda inşa edilmiş ve şehrin kalbinde yer almaktadır. İlk kurulduğunda bir kale olan yapı giderek büyümüş, genişlemiş ve 600 yıl boyunca kraliyet ailesine ev sahipliği yapmıştır. Ziyaretçiler için 3 bölüme ayrılan sarayı belli bir ücret karşılığında gezebilirsiniz. Şehirde görebileceğiniz diğer popüler müzeler arasında Viyana sanat tarihi müzesi, Kral Leopold’un şahsi eşyalarının sergilendiği Leopold müzesi, 50 bine yakın çizim ve bir milyondan fazla baskı eserin saklandığı ve sergilendiği Albertina müzesi yer almaktadır. Yeşil ve doğası ile bilinen şehirde yerel halk ve turistler için bir çok park bulunmaktadır. İmparatorun bahçesi anlamına gelen Burggarten bunlardan en güzelidir. 38 bin hektarlık bir araziye kurulan park içerisinde bulunan göletleri ve tarihi binaları ile tüm şehir insanının dinlenme alanları arasındadır. Şehirde ilginizi çekebilecek güncel yerler ve yapılar da bulunmaktadır. Bir çok filmde geçen meşhur dönme dolabı ile Prater eğlence parkı bunlardan biridir. İçinde bir çok aktivitenin ve luna park oyuncaklarının bulunduğu parkta 100 yılı aşkın süre önce yapılan dönme dolap hala çalışmaktadır. Bir diğer görülebilecek yer ise Hundertwasser evidir. İsmini kendini inşa eden mimardan alan ev Barcelona’nın ünlü mimarı Gaudi’nin evlerinden esinlenerek yapılmıştır. Ekspresyonist mimarinin güzel örneklerinden biri olan evde yaşayan insanlar da bulunmaktadır. Girişinde bulunan dükkanlar ve kafesinde keyifli zaman geçirebilirsiniz. Gezileriniz bittikten sonra şehirde yapılan etkinliklere dahil olabilir ve şehir merkezinde bulunan kafelerde keyifli zaman geçirebilirsiniz.
YEME İÇME:
Dünyanın tüm mutfaklarından bir şeyler bulabileceğiniz Viyana mutfağında İtalyan ve Fransız etkisini görebilirsiniz. Yemeklerin üzerinde kullanılan çok çeşitli sosları öne çıkan şehir tatlı ve pastaları ile de meşhurdur. Wurst yani sosis ise Viyanalıların önde gelen atıştırmalığıdır. Tercihinize göre dana etinden de yapılan sosisler bulunmaktadır. Şehirde hamur işleri ile kızartılmış domuz ürünleri ve şnitzelde yaygın olarak tercih edilmektedir. Hindistan cevizi ve hardal ile oluşan bir sos ile yapılan şnitzel yaygın bilinenin aksine sadece tavuk değil domuz ve dana eti ile yapılmaktadır. Şehrin diğer yemekleri arasında özel bir sosla servis edilen ekmek köftesi semmelkdönel, dövülmüş et, kavrulmuş soğan ve sos ile servis edilen zwiebelrosbraten bulunmaktadır. Tatlı konusuna ayrı bir parantez açmamız gerekebilir zira Avusturyalılar pastaları ile ünlüdür. kent merkezinde neredeyse tüm kafelerde bir tatlı dolabı bulunmakta ve bir birinden farklı onlarca çeşit sizler için sergilenmektedir. Yoğun çikolata ve kayısı aroması ile sacher torte bunlardan en popüler olanıdır. Dünyada üretilmiş ilk turta olan linzer torteyi de denemeyi unutmayın.
GECE HAYATI:
Müzik ve sanatın merkezi şehirlerinden olan Viyana’nın gece hayatı da buna orantılı olacak kadar canlıdır. Neredeyse her akşam şehirde klasik müzik ve opera adına bir etkinlik bulabilirsiniz. Eğer eğlenmek istiyorsanız şehirde bir çok tarzda bar ve canlı müzik yapan mekanlar bulunmaktadır. Gece kulüpleri ise Gürtel semtinde yer almaktadır. Özellikle cuma ve cumartesi günleri yoğun olan mekanlar belli bir giriş ücreti isteyebilir.
DİN:
Ülke genel olarak Hristiyanlık mezheplerine sahiptir. Ancak göçmenlik durumuna göre nüfusun belli bir oranı başka dinlere de inanmaktadır.
İKLİM:
Ülke ve şehir kuzey yarımkürede Avrupa’nın ortasında yer almaktadırlar. Karasal iklime sahip olan şehirde kışlar serin veya soğuk, yazları ise 25 - 30 derece arası bir sıcaklığa sahiptir. Kar yağışı yılın belli aylarında görülebilmektedir. Her mevsimde yağmur alabilen şehirde yanınızda bir şemsiye bulunması faydalı olacaktır.
NÜFUS:
2 milyona yakın nüfusa sahip şehirde genel yerleşim şehir merkezi ve yakın köylerdedir. Nüfusun bir kısmı göçmenlerden oluşmaktadır.
DİL:
Ülkede Almanca konuşulmaktadır. Ancak neredeyse ülkenin tamamında İngilizce ikinci dil olarak bilinmektedir.
ŞEHİR İÇİ ULAŞIM:
Yaygın bir metro, tramvay, tren ve otobüs ağına sahip olan şehirde ulaşım kolay sağlanmaktadır. Turistler için şehir içi ulaşımda günlük kart uygulaması bulunmaktadır. Eğer gün içinde birden çok yere ulaşım sağlayacaksanız bu kart sizin için daha ekonomik olacaktır. Bir çok noktaya yürüyerek ulaşabileceğiniz şehirde bisiklet kiralamak da turistlerin yaygın olarak tercih ettiği ulaşım aracıdır.
PARA BİRİMİ:
Avrupa Birliğine dahil olan ülkenin para birimi Euro dur. Şehirde buluna döviz ofislerinden yanınızda bulunan para birimlerini çevirebilirsiniz. Ancak tüm para birimleri düşük kurlardan ve komisyon karşılığı bozulmaktadır. Dolayısı ile yanınızda Euro para birimi ile gitmenizi tavsiye ederiz.
SAAT FARKI:
Ülkemiz ile Almanya arasında 1 veya 2 saat fark bulunmaktadır. Bulunduğumuz tarihe göre değişen farkı ülkeye giderken kontrol edebilirsiniz.
ELEKTİRK:
Ülkede 220 volt prizler kullanılmakta ve fişlerimize uygundur. Ancak otel odalarında az sayıda priz olabileceğini düşünerek 3 lü priz götürebilirsiniz.
VİZE:
Avrupa Birliği sınırları içerisinde yer alan ülke Shengen vizesine tabidir. Vize koşulları ve gerekli evraklar konusunda mutlaka bir uzmandan destek alabilirsiniz.